Okulların Açılmasını En Çok Biz Öğretmenler İstiyoruz

Öğretmenler İçin  “Çalışmadan Para Alıyorlar.” Denmesi Saygısızlıktır. Okulların Açılmama Sebebini Öğretmenlere Bağlamak, Bilgisizliktir.

Haber Giriş Tarihi:
Haber Güncellenme Tarihi:
https://www.bandirmayasam.com.tr

Öğretmenler İçin  “Çalışmadan Para Alıyorlar.” Denmesi Saygısızlıktır. Okulların Açılmama Sebebini Öğretmenlere Bağlamak, Bilgisizliktir.

Eğitim İş Sendikası Bandırma Temsilcisi Kadir Taylan okulların açılması ile ilgili yazılı açıklama yaptı.

 Taylan yaptığı yazılı açıklamada; Okulların ne zaman açılacağı merak konusu olmuştu. Geçtiğimiz günlerde Bilim Kurulu tarafından yapılan açıklama ile okulların açılış tarihinin bir ay süre ile uzatılması tavsiye edilmişti. Toplantının hemen ardından Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, okulların açılacağı tarihi 21 Eylül olarak duyurdu ve 31 Ağustos tarihinden itibaren de uzaktan eğitimin başlayacağını söyledi.

Şimdi ise okullarda maskeli ve mesafeli eğitimin nasıl yapılacağı merak konusu. Fiziksel mesafeye uyularak sınıf mevcutları ayarlansa bile 40 metre karelik bir sınıfa 10 öğrenci düşüyor. Velilerin endişesi ise çocuklarının kendilerini koruyamayacağı yönünde. Kronik rahatsızlığı olan öğrencilerin ise ne yapacağı belirsiz. Evlerinde yaşlı yakınları bulunanlar da bu kişilere öğrenciler yoluyla hastalık bulaşabileceğini, söylüyorlar.

Öğrenciler toplu teneffüslere çıkarılmayacak, sınıf mevcutları düşürülecek, hijyen kurallarına uyulacak, haftanın belli günleri eğitim verilecek, diğer günler çocuklarımız dönüşümlü olarak internet üzerinden ders görecek… Yapılacaklar bu şekilde sıralanıyor. Fakat eldeki imkânlar düşünülünce bunların yapılabilmesi mümkün görünmüyor.

Okulların açılmasını en çok biz öğretmenler istiyoruz. Mart ayından beri yavrularımızdan uzaktayız. Kıt imkânlarımız ile onlara ulaşmaya çalıştık. Uzaktan eğitim ile eksikliklerini gidermek istedik. Altyapı yetersizliklerinden dolayı çoğu zaman sorunlar yaşadık, tüm öğrencilerimize ulaşmak mümkün olmadı. Durum böyle iken öğretmenlerle ilgili bazı ön yargılar oluştu. Öğretmenler için  “Çalışmadan para alıyorlar.” denmesi saygısızlıktır. Okulların açılmama sebebini öğretmenlere bağlamak, bilgisizliktir. Bilim Kurulu’nun kararı ile eğitime ara verildiği unutulmamalıdır. Öğretmenler de diğer insanlar gibi kendilerinin ve öğrencilerinin sağlığından endişe ediyor. Çalışma ortamlarımız diğer kurumlar gibi değil, çoğu okulda fiziksel mesafeye uymak için yeterli alan yok. Dönem sonu seminer çalışmaları internet üzerinden yapılmıştı. Önümüzdeki seminer çalışmalarını okullarda yürüteceğiz fakat çoğu okulumuzda toplantıların yapılabilmesi için yeterli büyüklükte salon yok.

Bilindiği üzere İsrail, salgın belli seviyelere düştükten sonra yüz yüze eğitime başlayan ilk ülkelerden oldu. Fakat iki hafta sonunda salgının, başlayan eğitime bağlı olarak yeniden tırmanışa geçtiği görüldü ve eğitime yeniden ara verildi. Salgın belli seviyelere inse bile okulların açılması risk taşıyor. Burada önemli olan tedbirlerin dikkatle uygulanmasıdır. Bu tedbirler, bayram ziyaretleri ve düğünler için veya turizm canlansın diye gevşetildi, şimdi sıkı denetimlerle tekrar kontrol altına alınmaya çalışılıyor.

Eğitimde en etkili öğrenme yöntemi yüz yüze eğitimdir. Ancak milyonlarca öğrenci ve eğitim çalışanın sağlığı ön planda tutulmalı salgınla ilgili tüm tedbirler alınmadan yüz yüze eğitime başlanmamalıdır. Bu konuda nihai karar, Bilim Kurulu’na bırakılmalı alınacak bütün tedbirler devlet eliyle yaygınlaştırılmalıdır. Fakat Bilim Kurulu’nun yukarıda da bahsedilen önerilerine bakıldığında kurul adeta okulları açmayın, diyor.

Ülkemizde eğitim gören 18 milyonun üzerinde öğrenci var. Bu sayı pek çok ülkenin nüfusundan fazladır. Yüz yüze eğitimin başlayabilmesi için konuşulan tedbirler, ülkedeki tüm okullarımız için uygulanabilir değil. Okullarımız şu ana kadar kendi imkânları ile ihtiyaçlarını karşılamaya çalıştılar. Çoğu okulumuz temizlik malzemesi ve personel sorunu çekiyor. Salgın sürecinde uyulması zorunlu olan fiziksel mesafe ve hijyen kuralları okullarımıza ek külfet getirecektir.

Sınıf mevcutlarının düşürülmesi de alınacak tedbirler arasında. Bunun için günlük ders saati, ders giriş çıkış saatleri, okutulacak dersler önceden planlanmalı ve okullar açılmadan duyurulmalı. Derslik ihtiyacının karşılanması için yapımı ve tadilatı devam eden okulların da kısa sürede tamamlanması, öğretime hazır hale getirilmesi gerekiyor. Salgının sonbaharda mevsimsel hastalıklarla birlikte yeniden yükselişe geçebileceği düşünülürse özellikle yeni binaların kontrollerinin iyi yapılması ısınma problemleri ile karşılaşmamak için çok önemli.

Yüz yüze eğitime geçilse de dönüşümlü olarak internet üzerinden de ders yapılmaya devam edilecek. Bunun şu anki altyapı ile mümkün olmadığını geçen dönem gördük. Diğer tedbirler gibi bu da ülke imkânları düşünülmeden yapılmak isteniyor. Bandırma’da yaşayıp evinde interneti, bilgisayarı olmayan öğrenciler var; kırsal kesimdeki çoğu öğrenci bu imkânlardan yoksun.

Salgın için tedbirler konuşulurken deprem gerçeği unutuluyor. İlçemizde dört yıl önce tüm okullarımızın kontrolleri yapılmış ve bazı okullarımızın güçlendirilmesine bazılarının ise boşaltılarak, yeniden yapılmasına karar verilmişti. Bu yıl ise bu güne kadar eğitime devam edilen Cumhuriyet İlkokulunda güçlendirme çalışmalarına başlandı, Fatih İlkokulu ise boşaltıldı. Bu okullarımızda deprem riskine rağmen mi eğitime devam edildi? Çok daha eski binaları olan Vecihibey, Bandırma Ortaokulu(eski ve yeni binalar) gibi okullarda eğitim devam edecek mi?

Okulların açılmasını tüm velilerimiz ve öğrencilerimiz gibi biz öğretmenler de istiyoruz. Beklentimiz okullarımızın açılması ve açıldıktan sonra kesintisiz eğitime devam edilebilmesi yönünde. Sonrasında salgının önü alınamayacak şekilde artmasına sebep olacaksa elbette yüz yüze eğitim bir süre daha ertelenmelidir. Burada nihai karar Bilim Kuruluna bırakılmalıdır./Haber Merkezi