Bandırma Tek Adam Rejimine Hayır Dedi

Milletvekili Ahmet Akın “Bandırma tek adam rejimine  yüzde 64 ile güçlü bir şekilde hayır

Haber Giriş Tarihi:
Haber Güncellenme Tarihi:
https://www.bandirmayasam.com.tr

Milletvekili Ahmet Akın “Bandırma tek adam rejimine  yüzde 64 ile güçlü bir şekilde hayır

dedi. Balıkesir’de yüzde 54,5 ile hayır dedi. Kuva-yi Milliye’nin şehri Balıkesir’imiz  ve Bandırma’mız ile ne kadar gururlansak azdır” dedi.

CHP Balıkesir Milletvekili Ahmet Akın, Bandırma’da düzenlediği basın toplantısında, 16 Nisan tarihinde yapılan referandum sonucu ile ilgili karara tepki göstererek “hile ile, hırsızlıkla, hukuksuzlukla, haksızlıkla, adaletsizlikle alınan sonuç meşru değildir. YSK milli iradeye darbe yapmıştır” dedi.

BALIKESİRİMİZLE, BANDIRMAMIZLA GURUR DUYUYORUZ.

CHP Bandırma İlçe Başkanlığında düzenlediği basın toplantısında önemli açıklamalarda bulunan Milletvekili Ahmet Akın şu sözlere yer verdi. “Ülkemiz için, geleceğimiz için, Cumhuriyetimiz ve demokrasimiz için hep birlikte bir mücadele verdik. Bir referandum süreci yaşadık. Balıkesir'imiz %54,5 ile tek adam rejimine hayır dedi. Bandırma Balıkesir ortalamasının çok üzerinde bir oranla, %64,05 ile hayır dedi. Kuva-yi Milliye’nin şehri Balıkesirimiz ve Bandırmamızla ne kadar gururlansak azdır. Bandırma Cumhuriyete ve demokrasiye güçlü bir şekilde sahip çıkmıştır. Referandum sürecinde çok özverili bir çalışma yürüttük. Bu çalışmayı CHP olarak tek başımıza biz yapmadık. Bu ülkenin vatanseverleri olarak ayrı görüşlerden, ayrı partilerden insanlar bir araya gelerek hep birlikte verdik. O yüzden bu mücadelede emeği geçen herkese öncelikle gönülden teşekkürlerimi sunuyorum. CHP’li olan, MHP’li olup partisinin Genel merkezinin tutumundan farklı hareket eden, Demokrat partili olanlar, başka partilere mensup olanlar; sendikalar, odalar, meslek kuruluşları ve sivil toplum örgütleri hep birlikte bu sonuçta pay sahibiyiz. Ben buradan herkese ayrı ayrı bir kez daha teşekkür ediyorum.

Konu vatan ve cumhuriyet olduğunda farklılıklarımızı bir kenara bırakmayı bilen bir halkız. Referandumda da böyle oldu. Birlikte “hayır” ı örgütledik, büyüttük. Bu birlikteliğimiz umuyorum ki bundan sonra da aynı anlayış içerisinde devam eder.

HAYIR DAHA BİTMEDİ

Çünkü “hayır” daha bitmedi. Hile ile hırsızlıkla, hukuksuzlukla, haksızlıkla, adaletsizlikle alınan sonuç meşru değildir. Büyük bir şaibe altındadır. Kamu vicdanı sızlamıştır. Milli iradeye indirilen bu YSK darbesi er ya da geç savuşturulacak, egemenlik yeniden gerçek sahibine, yani halka geçecektir. Buna inancım tamdır. Biz mücadeleyi bırakmadık, bırakmayacağız. Yapılacak ilk seçimlerde bu milli irade hırsızları iş başından uzaklaştırılacaktır. Güçlendirilmiş parlamenter sistem yeniden tesis edilecek ve demokratik düzen yeniden kurulacaktır. Hayır çıkan referandum sonuçlarının yasaya ve hukuka aykırı bir şekilde alınan saçma kararla “evet” e çevrilmiş olması kamu vicdanında şimdiden mahkum olmuştur. Bu usulsüzlük hem ülkemizin hem dünyanın gözü önünde yaşandı. Dünyanın gözünde de mühürsüz referandum şaibelidir. Bu kayıtlara, raporlara geçmiştir. Dünyada ülkemizin itibarı zarar görmüştür. AGİT, yaptığı açıklamada referandumun uluslararası standartlara uymadığını söyledi. AGİT’e yönelik olarak “ AGİT diye bir örgüt var Avrupa’da. Önce haddinizi bilin. Raporunuzu biz ne görürüz, ne duyarız, ne biliriz” diyen Sayın Cumhurbaşkanına ülkemizin AGİT’in kurucu üyesi olduğunu hatırlatmak isterim. Yani had bildirdiğiniz AGİT öyle çok uzağımızda bir yerde değil.

Söz konusu olan ülkemizin itibarıdır. Eşit ve adil koşullarda seçim yapamayan bir ülke olarak itibarımız kayboluyor ve ülkemizin itibarını korumak hepimizin, en başta da Cumhurbaşkanının görevidir. AGİT ne demişti?;

“Referandum eşit koşullarda yapılmamıştır” diyor . Yalan mı? Bunu herkes biliyor zaten. “YSK’nın mühürsüz oyları geçerli sayan kararı önemli bir güvenliği ortadan kaldırmıştır” diyor. Yalan mı? “ Olağanüstü Hal Ortamında Referandum yapılmıştır” diyor. Yalan mı söylüyor? OHAL yok mu? Başbakan Binali Yıldırım OHAL’de seçim mi yapılır, referanduma kadar OHAL kaldırılır diye açıklama yapmıştı. Ne oldu? Sen nasıl Başbakansın diye sormazlar mı adama? Niye kaldırmadın OHAL’i demezler mi? AGİT, “Kamu kaynakları evet lehine kullanılmıştır” diyor. Yalan mı söylüyor. Sınırsızca devlet kaynaklarını kullanmadınız mı? “medyada tarafların eşit şekilde yer almasına izin verilmedi” diyor. Yalan mı? Devletin televizyonu TRT’nin yayınlarına bakın, nasıl bir adaletsizlik yarattığınızı göreceksiniz. Referandumdan önce çıkarılan bir KHK ile seçim propagandasında radyo ve televizyonların partilere eşit davranması zorunluluğunu kaldırdılar. Yani bütün televizyonlar kendilerine yayın yapsın istediler. Referandumda da böyle oldu zaten. Çok az sayıda yayın kuruluşu dışında bütün televizyonlar AKP borazanlığı yaptı.

Dış dünyada yaşadığımız yalnızlaşma bu referandumdan sonra hızlanmıştır. Dünya artık bizi demokratik olmayan ülkeler arasında görüyor. Avrupa Konseyi zaten yeniden denetim sürecine aldı

AKP NİN TUTARSIZ DIŞ POLİTİKASININ BEDELİNİ HEP BİRLİKTE ÖDÜYORUZ

Bu sonuca gelinmesinde AKP’nin tutarsız, güne göre değişen dış politika anlayışının da çok büyük katkısı olmuştur. Hangi devletle dostuz, hangisiyle düşmanız takip edileme hale geldi. Bir gün dost olduğumuz ülkeyle, diğer gün düşman oluyoruz. Rusya ile İsrail ile yaşananlar, Suriye’de yaşananlar, Avrupa ülkeleri ile yaşananlar ortada. Büyük Atatürk’ün “yurtta sulh, dünyada sulh” ilkesinden ayrılan dış politikamızda ortaya çıkan faturayı maalesef halkımız ödüyor. Zararını hepimiz çekiyoruz. İhracat düşüyor, turizm bitiyor, yabancı yatırımlar duruyor. Pasaportumuz değersizleşiyor. Uluslararası arenada sözümüz dinlenmez oluyor.

Şimdi artık partili bir Cumhurbaşkanı var. Zaten fiilen partili idi. Bundan sonra hukuken de partili oldu. Yakında partisinin başına da geçecek. Bütün devlet yetkilerini de uhdesine almış durumda. Dış politikaya da tek başına o yön verecek. Ne olacağını görmek için kâhin olmaya gerek yok. Şu ana kadar yaptıkları yapacaklarının somut bir göstergesi.

Dış ilişkilerimizdeki bozulma artarak sürecektir. Ülkemizin çıkarları ciddi oranda zarar görecektir.

AKP EKONOMİSİ EŞ DOST, YANDAŞ ZENGİN ETME EKONOMİSİDİR

15 yıldan bu yana ülkeyi tek başına yöneten AKP’nin yaptıkları ortada. Her gün yalandan başarı hikayeleri  uyduruyorlar. Yandaş kanalları ve kalemleri ile köpürtüp duruyorlar. Her gün vatandaşımızın sırtına yeni yükler bindiriyorlar.

 

Köprü, havaalanı gibi yatırımlara uzun yıllara yayılan ödeme garantileri veriyorlar. Bedeli hepimizin cebinden çıkıyor. Ödediğimiz vergilerle hazineden karşılanıyor. Yandaşlarına verilen enerji ihaleleri ile uzun vadeli döviz üzerinden alım garantileri veriyorlar. AKP ekonomisi eş dost, yandaş zengin etme ekonomisidir.

BOR MADENLERİMİZ TEHLİKEDE

Bu devletin, cumhuriyetin kurduğu işletmeleri, varlıkları; Varlık Yönetim Fonuna devrettiler. Amaç ne biliyor musunuz? İşte bu yandaş müteahhit ve işadamlarına kredi bulmak. Varlık fonuna devredilen bu ülkenin gözbebeği kuruluşları kredi karşılığı rehin verilecek. Tıpkı batmak üzere olan Osmanlı da uygulanan Duyun-u Umumiye de olduğu gibi. Eti Maden de bu varlık fonuna devredilenler arasında. Eti Maden Balıkesirimiz ve Bandırmamız için çok önemli bir kuruluş. Bor Madenlerimiz var Bigadiçte. Bandırmada Bor işleme ve asit fabrikaları var. Şimdi bunlar yani bor madenimiz ve fabrikalarımız rehin gösterilerek kredi bulunacak. Ödenemediğinde krediyi veren yabancı kuruluş gelip buralara el koyacak ve onlar işletecek. Gelirini de onlar alacak. İşte AKP’nin ekonomide geldiği nokta bu. Duyun-u Umumiye. Bu durumu başta Bandırmaklar olmak üzere tüm hemşerilerimin dikkatine sunuyorum.

TARIM KESİMİ ÇOK CİDDİ SIKINTIDA

Balıkesir’imiz ekonomisinde tarım ve hayvancılık çok ciddi bir yer tutuyor.

Ben her fırsatta kırsal mahallelerimizi, tarım ve hayvancılık yapan hemşerilerimizi ziyaret ediyorum. Onları dinliyorum. Sorunlarını biliyorum. Yakından takip ediyorum. Mecliste her fırsatta onların seslerini duyurmaya çalışıyorum.

Tarım kesimi çok ciddi sıkıntıda. Borçlarını ödeyemiyorlar. Alın terlerinin karşılığını alamıyorlar. Süt üretiyorlar değerinden satamıyorlar. Süt ucuz yem pahalı. Ürettikleri süt ile işlerini döndüremiyorlar. Çoğu hayvancılıktan vazgeçiyor. AKP 8-9 yıldan bu yana uyguladığı hayvancılık politikasıyla hayvancılığı krize sokmuş, çaresini de bulamıyor. Düzelteceğim derken daha da batırıyor.

Türkiye AKP sayesinde hayvan ithalatı cenneti haline geldi. Et hala pahalı. Önünü göremediği için kimse hayvancılık yatırımı yapmıyor. Türkiye sığır ithalatında dünyada ikinci sıraya yükselmiş durumda. Avrupa’da canlı hayvan fiyatlarının yükselmesine neden olmuşuz. Nereden bulunursa oradan hayvan alıyoruz. Tek kelimeyle ifade etmek gerekirse; AKP hayvancılığımızı resmen çökertmiştir. Gelinen noktada milyarlarca doları ithalat için dışarıya ödüyoruz, içeride de halkımıza pahalı et yediriyoruz.

KURU FASULYE İTHAL EDER HALE GELDİK

Tarım ürünlerinde de benzer bir durumdayız. Her şeyi ithal eder hale geldik. Hatırlanacağı gibi daha önce saman bile ithal etmiştik. Arpayı Ukrayna’dan ithal ediyoruz, buğdayı Rusya’dan, Kazakistan’dan ve Amerika’dan ithal ediyoruz. Endonezya’dan ve Çin’den çay ithal ediyoruz. Kuru fasulyeyi Amerika Birleşik Devletleri ve Kanada’dan ithal ediyoruz. Kanada, Avustralya ve Amerika’dan mercimek ithal ediyoruz. Nohudu Hindistan, Arjantin ve Meksika’dan ithal ediyoruz. Pamuğu Yunanistan’dan, Türkmenistan’dan ithal ediyoruz. Patatesi Hollanda ve Almanya’dan ithal ediyoruz. Pirinci Rusya, İtalya ve Hindistan’dan ithal ediyoruz.

Kuru soğanı Hollanda’dan, İran’dan ithal ediyoruz. Tütünü Brezilya’dan, Amerika’dan ve Hindistan’dan ithal ediyoruz. Geldiğimiz nokta budur.

ÜRETİM YOKSA İŞ YOK, AŞ YOK

Üretim olmayınca iş olmuyor, aş olmuyor. İşsizlik çığ gibi büyüyor. En son yayınlanan istatistiklerde işsizlik oranı %13 olarak açıklandı. Bu resmi oran. Gerçek işsizlik oranının %21 olduğu hesaplanıyor. Yani 7,1 milyon kişi işsiz. Gençlerde işsizlik daha yaygın. Her dört gencimizden birisi işsiz. Enflasyon uzun yıllar sonra tekrar çift haneye çıktı. Sürekli yükseliyor. Nisan ayında yıllık enflasyon %11.87 oldu. AKP’nin ülkemizi içine düşürdüğü bu durumdan yine halkımız kurtaracaktır. Ahmet Türkmen/Serhat Barış