Çevre Ve İklim Politikalarına Işık Olacak

Sıfır atık ve yönetimi, çevre bilinci ve koruma kültürü, iklim değişikliği ve önlemler gibi çevre ve iklime dair 5 ana başlığın görüşüldüğü Körfez Çevre ve İklim Değişikliği Çalıştayı'nda hazırlanan raporlar, kent konseyleri tarafından Büyükşehir ve ilçe belediye meclislerine sunulacak. Çalıştaydan elde edilen raporlar, Balıkesir'in çevre ve iklim politikalarının geliştirilmesine katkı sağlayacak.

Haber Giriş Tarihi:
Haber Güncellenme Tarihi:
https://www.bandirmayasam.com.tr

Sıfır atık ve yönetimi, çevre bilinci ve koruma kültürü, iklim değişikliği ve önlemler gibi çevre ve iklime dair 5 ana başlığın görüşüldüğü Körfez Çevre ve İklim Değişikliği Çalıştayı'nda hazırlanan raporlar, kent konseyleri tarafından Büyükşehir ve ilçe belediye meclislerine sunulacak. Çalıştaydan elde edilen raporlar, Balıkesir'in çevre ve iklim politikalarının geliştirilmesine katkı sağlayacak.

Balıkesir Kent Konseyi ev sahipliğinde; Edremit Kent Konseyi, Burhaniye Kent Konseyi, Ayvalık Kent Konseyi, Gömeç Kent Konseyi, Havran Kent Konseyi, Edremit Çevre Platformu ve Körfez Çevre Platformları ile işbirliğinde "Körfez Çevre ve İklim Değişikliği Çalıştayı 1" gerçekleştirildi. Çok sayıda kent konseyi temsilcisi, çevre dernekleri ve akademisyenlerin katılımıyla gerçekleştirilen çalıştayda 5 atölye masasında deniz ve kıyı kirliliği, kanalizasyon, şebeke ve arıtma tesisleri, çevre bilinci ve koruma kültürü, iklim değişikliği ve önlemler gibi başlıklar tartışıldı, çözüm önerileri görüşüldü. Çalıştaydan elde edilen raporlar, Körfez'in çevre ve iklim politikalarının geliştirilmesinde kullanılacak. Raporlar ayrıca Balıkesir Kent Konseyi ve ilçe kent konseyleri tarafından karar ve uygulama için belediye meclislerine sunulacak.

5 Atölye Masasında 5 Tema Konuşuldu

Çalıştayda 5 ana başlık altında; dere ıslahları, fabrika ve küçük sanayi atıkları, mavi bayraklı sahiller, atık su arıtma tesisi ve kanalizasyon sistemi, derin deniz deşarjları, geri dönüşüm, çevre gönüllülüğü, eğitim ve bilinçlendirme çalışmaları, iklim değişikliği sürecinde riskler ve fırsatlar, sürdürülebilir toprak ve su yönetimi, sera gazı emisyonlarının azaltılması, yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği başta olmak üzere çevre ve iklim ile ilgili çok sayıda tema ele alındı.

Temiz Çevre, İnsan Hakkı

Balıkesir Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü'nden Prof. Dr. Burhanettin Farizoğlu da çalıştayda bir sunum yaptı. Temiz ve sağlıklı çevrede yaşamanın temel bir insan hakkı olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Farizoğlu, iç turizme hizmet veren Körfez ilçelerin atık su arıtma sorununun daha küçük ve yüksek teknolojili atık su arıtma tesisleriyle çözülebileceğini ifade etti. Farizoğlu, klasik sistem ile yapılmış konvensiyonel sistemler yerine daha modüler, kaliteli su üreten sistemlerin kurulması gerektiğini vurguladı.

'Katkı Sağlamalıyız'

Tarıma dayalı endüstriyel faaliyet gösteren fabrikaların atık sularının deşarj edildikleri ortamda telafi edilmesi gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Burhanettin Farizoğlu, özellikle zeytin fabrikalarından çıkan kara suyun dünyada tanımlanmış arıtılması en zor atık su olduğunu söyledi. Farizoğlu, "Temiz ve sağlıklı çevrede yaşam hakkını sağlayacak kurum ve insanlara katkı sağlamamız lazım" açıklamasında bulundu.

Karbondioksit Salınımı Yüzde 30 Arttı

Çalıştayda ayrıca İstanbul Teknik Üniversitesi Meteoroloji Mühendisliği Bölümü'nden Doç. Dr. Ahmet Öztopal "En Büyük Küresel Tehdit; İklim Değişikliği" konulu konferans verdi. Atmosferde biriken karbondioksit oranının 1956 yılında 312 ppm iken günümüzde 415 ppm'e kadar yükseldiğini belirten Doç. Dr. Öztopal, "Yüzde 30'luk bir artış var. Sanayi devrimi ile birlikte vahşi bir şekilde sera gazı salınımı başladı. Atmosferin ortalama sıcaklığı 1 santigrat dereceyi geçti" dedi.

Su Zengini Bir Ülke Değiliz

Sıcaklık artışından Türkiye'de en çok Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu, İç Anadolu ve Akdeniz bölgelerinin etkileneceğini ifade eden Doç. Dr. Ahmet Öztopal, Türkiye'nin su durumu hakkında da bilgi verdi. Bir ülkenin su zengini olabilmesi için yıllık kullanılabilir kişi başı su miktarının 10 bin metreküp ve üstü olması gerektiğini, bu sayının  bin ve iki bin metreküpün altında kaldığı ülkelerin ise su fakiri olduğunu kaydeden Doç. Dr. Öztopal, bu oranın Türkiye'de 1960'da 4 bin metreküp civarında olduğunu belirterek, "Biz hiçbir zaman su zengini bir ülke olmadık, olmayacağız da.  1960'daki durumumuz su azlığına işaretti. 2008'e geldiğimizde bu rakam bin 519'a düştü, su fakirliğine biraz daha yaklaştık. Bu rakamın 2030 yılında ise bin 120 metreküp olacağı öngörülüyor" açıklamasında bulundu. Yağıştaki azalmalardan Balıkesir'in de etkileneceğini belirten Doç. Dr. Öztopal, "2100'e kadar Balıkesir'de az olsa bir su fazlalığı olabileceğini tahmin ediyoruz.

Sabancı: "İşin Takipçisi Olun"

Konferansların ardından ise Prof. Dr. Abdullah Soykan moderatörlüğünde "Balıkesir'de Sürdürülebilir Çevre Yönetimi" konulu panel ve soru cevap etkinliği gerçekleştirildi. Çalıştayda söylenen her sözün her önerinin kendileri için, Balıkesir için önemli olduğunu söyleyen Balıkesir Kent Konseyi Başkanı Mürsel Sabancı, "Bu yolculuk devam edecek, birlikte daha çok çalışacağız. Burada alınan hiçbir karar ya da öneri rafa kaldırılmaz. Burada alınan kararlar, ilgili yerlerde okunacak. Lütfen siz de bu işin takipçisi olsun" açıklamasında bulundu.  /Haber Merkezi