“Çocukların Yaratıcılığını Siz Öldürüyorsunuz”

Bandırma Kültür ve Eğitim Vakfı Tarafından “Mutlu Anneler, Mutlu Çocuklar” Sloganıyla Düzenlenen Seminer Yazar Şermin Yaşar’ın Katılımıyla Gerçekleştirildi.

Haber Giriş Tarihi:
Haber Güncellenme Tarihi:
https://www.bandirmayasam.com.tr

Bandırma Kültür ve Eğitim Vakfı Tarafından “Mutlu Anneler, Mutlu Çocuklar” Sloganıyla Düzenlenen Seminer Yazar Şermin Yaşar’ın Katılımıyla Gerçekleştirildi.

Barış Manço Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen Yazar Şermin Yaşar’ın verdiği seminer salonu tıka basa dolduran vatandaşlar tarafından büyük ilgi gördü. “Oyuncu Anne" lakabıyla bilinen ve yazdığı ebeveynlik kitaplarıyla büyük bir ilgi kazanan Şermin Yaşar, çocuklar hakkında öyle örnekler vererek öyle konulara değindi ki verdiği bilgiler her ebeveynin kulağına küpe olacak cinstendi.

Konuşmasının başında aile bireyleri arasındaki uzlaşının önemine dikkat çeken Yaşar, daha sonra ise asıl konu olan çocuklardaki yaratıcılığın nasıl geliştirilebileceği konusuna geldi. Yaşar bu noktada, velilerin bu yaratıcılığı ortaya çıkarmak için hiç bir şey yapmaması gerektiğini söyleyerek salondaki herkesi şaşırttı. Ardından da nedenini açıkladı. Çocukların yaratıcılık konusunda hali hazırda yetişkinlere oranla zaten çok daha ileri bir seviyede olduğunu vurgulayan Yaşar, bu yaratıcılığı köreltenlerin de yine ebeveynler olduğunu belirerek, “Mümkünse çocuklara dokunmayın. Çocuk zaten müthiş bir hayal gücü ve yaratıcılıkla dünyaya geliyor ama ilk önce anne ve babasının engeli ile karşılaşıyor. Sonra çocuğu çevre yontuyor ve okulda da bir güzel tornadan geçiyor. Sonuç olarak yaratıcılık adına bir avuç bir şey kalıyor. Onunda yarısını yolda kaybediyor, diğer yarısının da kendinde olduğunu bile unutuyor” dedi.

Yaşar konuşmasına şöyle devam etti, “Anaokulu çağındaki çocuklar bir tek ataçtan 40’ın üzerinde şekil çıkartabiliyorken yetişkinler sadece 2 farklı şekil çıkartabiliyor ve bu bilimsel araştırmalar ile gözlemlenip kanıtlanmıştır.

Peki, çocuklarımıza dokunmayalım ama onlar için nasıl bir zemin hazırlayalım?

Bir bardağı ele alalım ve çocuğumuza o bardağın hangi fonksiyonlarla kullanılabileceğini gösterelim. Bu bardak su içmek içindir diyip çocuğu kestirip atmayalım. Mesela, 3 fincan alırsın ve altına bir para koyarsın, sonra da fincanların yerlerini değiştirerek çocuğa dikkat oyunu oynatırsın. Çocuk para hangi fincanın altında bulmaya çalışır. Plastik bardakları üst üste koyar bir kule yaparsın karşıdan topla devirmeye çalışırsın. Bu da size bir denge oyunu olur. Yine bardağın içine küçük bir top koyar ve o topu zıplatıp yakalamaya çalışarak bir oyuncak oluşturursun. Ama çocuk bardağı eline alıyor ve belki de bir şeyler deneyecek, bir şeyler yapacak. Anne ise diyor ki o bardak bırak onu, onunla su içilir. Çocuk sadece bardakla su içilebileceğini öğreniyor. Bu örnekleri çoğaltabiliriz.

Çocuk dışarıda bir dal parçası bulmuş onunla olta yapıyor. İşte bu yaratıcılığın bir göstergesidir. Çocuk diyor ki bu benim oltam. Annesi de diyor ki çocuğa baksana yazık belli ki olta istiyor, ona olta alalım. Gidiliyor oyuncakçıya plastik bir olta alınıyor. Çocuk aynı sopayı getiriyor ve diyor ki bu benim ışın kılıcım. Baba gidiyor ve ona oyuncak bir ışın kılıcı alıyor. Çocuk yine aynı sopayı bacaklarının arasına alıyor ve diyor ki bu benim atım. Sopayı at yapıyor. Annesi de diyor ki yazık çocuk gördü herkes at binme kursuna gidiyor ve çocuğu kursa gönderiyorlar. Oysaki çocuğun hiç böyle bir talebi yok. Çocuğun çok yaratıcı zaten bir sopayla 3 tane oyun kurgulayabilmiş ama bunu onun elinden alıp sürekli bir alternatif verme çabası içindeyiz. Çocukların dünyasını daraltmayın onlara yaratıcılıklarını gösterecek ve arttıracak zeminler hazırlayın.”

Konuşmasını çeşitli örneklerle sürdüren Yaşar, programın sonunda ise salondakiler tarafından dakikalarca alkışlandı. /Haber: Umut Osman Sunci