İSTANBUL (İGFA) - Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Sosyoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Barış Erdoğan, yaşam koşullarının zorlaşması nedeniyle ailelerinin yanına dönmek durumunda kalan gençlerin yaşayabileceği fiziksel ve psikolojik sorunlar hakkında önemli değerlendirmelerde bulundu.
Pandemi sonrası hızla artan konut ve kira fiyatlarının, ekonomideki belirsizliğin, işsizliğin ve çalışan yoksulluğu gibi birçok faktörün gençleri ebeveynleriyle beraber uzun yıllar yaşamaya zorladığını vurgulayan Prof. Dr. Barış Erdoğan, “Böyle olunca gençlerin evden ayrılma ya da yeni bir aile kurma hayalleri ileriki yıllara erteleniyor. Evden ayrılanlar ise tekrar yuvaya dönüyorlar. Aslında bu yeni bir sorun değil. Genç yetişkinler pandemiden önce de ekonomik nedenlerden dolayı ailelerinden ayrı yaşamakta ya da yeni bir yuva kurmada önemli sorunlar yaşıyordu. Zira emlak fiyatları ve yaşam maliyetleri gelirlerden daha hızlı artıyor.” diye konuştu.
Prof. Dr. Barış Erdoğan, üniversite diplomasının gitgide iş garantisi olmaktan çıkmış durumda olduğuna da dikkat çekti Erdoğan, bulunan işler de çoğu zaman esnek çalışma saatleri, proje bazlı iş adı altında güvencesizlik ya da çalışan yoksulluğu sunduğunu belirterek, "Ülkemizde genç işsizliği diğer yaş kategorilerine göre çok daha yüksekken, Türkiye OECD ülkeleri arasında en fazla asgari ücretle çalışan işçi oranına sahip. Kiralar son dönemde asgari ücret sınırının üstünde. Türkiye bu sorunları birçok ülkeye göre daha ağır bir şekilde yaşamakla beraber, bu konu sadece Türkiye’ye özgü de değil. Örneğin İngiltere'de emlak fiyatları 1997 yılından 2021’e kadar yüzde 173'ün üzerinde artarken, 25-35 yaşındakilerin reel gelirleri sadece yüzde 19 arttı. İstatistikler Batı Avrupa ve Kuzey Amerika’daki gençlerin her geçen yıl daha fazla oranda aile yanında kalmaya başladığını ya da aile evine göç ettiğini göstermekte. 2018 yılında ABD’de yapılan bir çalışma, ilk kez 160 yıl sonra bu ülkede ortalama hane halkı sayısının artığını bize gösteriyor" diye konuştu.