Atatürkçü Düşünce Derneği Bandırma Şubesi tarafından 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı öncesinde anlamlı bir konferans gerçekleştirildi. Santral Kültür Merkezi’nde düzenlenen "104 Yıl Öncesinden Bugüne Ulusal Egemenlik" konulu konferansta konuşmacı olarak ünlü Gazeteciler Sedef Kabaş ve Tevfik Kızgınkaya yer aldı.
Türkiye'nin ulusal egemenliğini kazanma yolculuğunu aktaran konuşmacılar 104 yıl öncesinden atılan temelleri anlattı. Etkinliğe; Bandırma Belediye Başkan Yardımcısı Niyazi Yeloğlu, CHP Bandırma İlçe Başkanı Mehmet Atak, Bandırma Kent Konseyi Başkanı Serdar Polat, ADD üyeleri ve vatandaşlar katıldı. Ulusal egemenliğin temellerinin atıldığı 104 yıl öncesinden bugüne tarihsel, siyasi ve toplumsal gelişim masaya yatırıldı.
“Demokrasimizi Daha da İleriye Taşımak İçin Çalışıyoruz”
Konferansta açılış konuşmasını gerçekleştiren Zeynep Yeşiltaş, “Bugün burada ulusal egemenliğimizi ve bağımsızlığımızı kutlamak için bir araya geldik. Ulusal egemenlik, bir milletin kendi kaderini tayin etme hakkı, bağımsızlık ve özgürlüğün temelidir. Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün de dediği gibi egemenlik kayıtsız şartsız milletidir. Bu ilke milletimizin her ferdinin hak ve sorumluluklarını belirlemiştir. Her birimiz ulusal egemenliğin korunması ve güçlendirilmesi için sorumluluk taşıyoruz. Bugün ulusal egemenliğimizin ışığında Türkiye Cumhuriyeti olarak demokrasimizi ve özgürlüklerimizi daha da ileriye taşımak için kararlılıkla çalışıyoruz.” dedi.
“Cumhuriyet, Çağdaşlıktır ve Demokratik Bir Devrimdir”
104 yıl önce başlayan ulusal egemenlik mücadelesini tarihsel olarak ele alan Gazeteci Tevfik Kızgınkaya, “Düşünceleri özgür bireylerin yaşadığı bir ulusa sahip olabilmek için eğitimli ve bilinçli yurttaşlar olması lazım. Bir halkın söz ve karar sahibi olabilmesi için demokrasiye ihtiyacı vardır. 104 yıl önce yurdumuz işgal altındaydı. Burası uygarlıkların beşiği bir coğrafya ve biz bunun farkında değiliz. 104 yıl önce bu coğrafyada yasayan 12,5 milyon insan da bizlerin 3 kuşak önceki atalarımızdı. Bizim bunları bilmemiz ve geçmişimize sahip çıkmamız gerekiyor. Geçmişini bilmeyen toplumun geleceği olamaz. 104 yıl önce sağlık, eğitim, ulaşım, iletişim gibi alanlarda geride kalmış ve işgal altında olan bir milletin içinden bir kişi olaya itiraz etti. Bu ülkenin bu koşullarda yaşamasını kabul etmeyen Mustafa Kemal Atatürk, "Ya istiklal ya ölüm' diyerek yola çıktı. Atatürk, bu millete ulusal egemenliklerini kendilerinin alacaklarını söyledi. Türkiye Cumhuriyeti, tam bağımsızlık ve ulusal egemenlik temelinde TBMM tarafından kuruldu. Cumhuriyet; aydınlanmadır, kalkınmadı, insan hak ve özgürlükleridir, kadınıyla, erkeğiyle insan ve yurttaş olmaktır. Cumhuriyet, çağdaşlıktır ve demokratik bir devrimdir.” dedi.
“Biz Umudumuzu Kaybetmemeliyiz”
Sedef Kabaş, “İşgal, yokluk ve sefillik içinde bu topraklarda milli seferberlik, milli mücadelenin ateşi yakıldı. Biz bu şartlarda verilmiş milli egemenlik mücadelesini unutmamalıyız. Ulusal egemenlik için bu ülkenin insanları açta açıkta, yokluk içinde mücadele etti. Yiyecek yemekleri, içecek suları bile yokken yola düştüler. Herkesin karamsarlığa kapıldığı bir dönemde, böyle bir milli mücadelenin verildiği ülkenin vatandaşları olarak biz umudumuzu kaybetmemeliyiz. 104 yıl önce bu coğrafya yokluk, karanlık ve imkânsızlıklar coğrafyasıydı. O yüzden bizim hiç şikâyet etmeye hakkımız yok. Seni alkışlayanların olduğu yerde lider olmak kolaydır. Bir Mustafa Kemal düşünün ordusu yok. Biz Mustafa Kemal’in bize kazandırdığı ulusal egemenliği saraya teslim etmeyeceğiz. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. O yüzden sahip çıkmalıyız. Birlikte o demokrasiye sahip çıkacağız. Bizim tarihimize, ulusal egemenlik mücadelemize bizzat şahit olmuş insanların anılarına da sahip çıkmamız hatta bunları kitaplaştırmamız gerekiyor. Okumamız gerekiyor.” diye konuştu. Programın sonunda Sedef Kabaş, okurları için kitaplarını imzaladı. /Mihriban Nur Uysun