GÜMÇED Zeytin Yasasını Protesto Etti

Güney Marmara Doğal Kültürel Çevreyi Koruma Derneği (GÜMÇED), Bandırma Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlediği basın toplantısıyla zeytin yasa tasarısını protesto etti.

Basın açıklamasına, CHP Balıkesir Milletvekili Namık Havutça ve Mehmet Tüm, Bandırma Belediye Başkanı Dursun Mirza, CHP Bandırma İlçe Başkanı Atilla Atakay ve sivil toplum örgütlerinin yöneticileri ve duyarlı vatandaşlar katıldı. Zeytin yasa tasarısının komisyona geri gönderilmesini sevinçle karşıladıklarını açıklayan Güney Marmara Doğal Kültürel Çevreyi Koruma Derneği (GÜMÇED) Şube Başkanı Gültekin Mutlu, bu tasarının yasalaşmasıyla birlikte ülkedeki zeytinlik alanların küçüleceğini, ihraç ettiğimiz tek ürün olan zeytinde de dışarı ya bağımlı hale geleceğimizi öne sürdü.

Güney Marmara Doğal Kültürel Çevreyi Koruma Derneği (GÜMÇED) Şube Başkanı Gültekin Mutlu yaptığı basın açıklamasında şu sözlere yer verdi. Mutlu “Zeytin yasa tasarısının komisyona geri gönderilmesini büyük bir sevinçle karşıladık. Bu tasarıya karşı duran Edremit, Burhaniye, Ayvalık ve tüm çevre dostlarına ve desteklerini esirgemeyen konuyu sürekli Meclisin gündeminde tutan vekillerimize, Belediye başkanlarımıza, zeytin üreticilerine en içten sevgi ve selamlarımızı gönderiyoruz.

Bu tasarı yasalaşsaydı

Bu tasarı yasalaşsaydı, zeytinlik alanlar küçülecek, zeytin hasadı azalacak, ithal etmediğimiz tek ürün olan zeytinde de dışa bağımlı hale gelecektik. ABD, AB ülkeleri ve çok uluslu şirketlerin istediği tam da buydu. Bu tasarı yasalaşsaydı, geçimini zeytinden sağlayan beş yüz bin aile işsiz kalacaktı. Bu insanlar zeytinliklerin yerine açılacak olan maden ocaklarında, yapılacak olan beş yıldızlı otellerde asgari ücretle çalışan ücretli köleler haline geleceklerdi. Tıpkı ABD tarafından haşhaş üretimine getirilen kısıtlama sonucu bölgede yaşayan köylülerin yoksullaşması, mevsimlik tarım işçisi olarak çalışması, büyük kentlere göçe zorlanması ve madene inmek zorunda kalışları gibi… Soma’da yaşayan üç yüz bir madencinin ölüşü gibi.

“ İnsanların size bağımlı olmalarının yolunu arıyorsanız, onları gıdaya bağımlı hale getirmek mükemmel bir yöntemdir.”

Küresel kapitalizm bizim gibi tarımsal alanda kendi kendine yeten ve gelişmekte olan ülkeleri aç, yoksul bırakabilmek ve kendine bağımlı hale getirebilmek için tarım ürünlerinin ekimine kısıtlama ve yasaklar getirmeye devam ediyor.

Fındık, pamuk ve diğerlerinde de taban fiyat ve pazar fiyat desteği uygulamalarından vazgeçilerek üretim azalmış, üretici mağdur edilmiştir.

“Zeytin ve zeytinyağı ithal eden bir ülke konumuna gelecektik”

Tasarı bu şekliyle yasalaşsaydı zeytinden doğrudan geçimini sağlayan 500 bin aile doğrudan, dolaylı olarak da 10 milyon insan olumsuz etkilenecek, mağdur edilecek, zeytin ve zeytinyağı ithal eden bir ülke konumuna gelecektik. Kıyılar betonlaşacak, çevre dengesi bozulacaktı.

 Yedinci kez geri gönderilen yasa tasarısı özellikle de maden-altın lobisinin baskısıyla her an Meclise yeniden getirilebilir. Ancak tehlike geçmiş değil. Uyanık olmalıyız. Ya tarımda dışa bağımlı yoksul bir halk olarak yaşayacağız ya da kendi kendine yeten, bağımsız bir ülke ve halk olarak yaşayacağız. Biz ikinci yolu seçiyoruz. Çünkü biz halkçıyız, yurtseveriz, demokratız. Bizler tarımsal kalkınma ile işsizlik başta olmak üzere ülkenin birçok sorunun çözüleceğini, ilerlemenin ve gelişmenin sağlanacağını da biliyoruz. Böyle düşünenlerle bugün burada ve her yerde birlikte olmaktan, mücadeleyi paylaşmaktan ve yükseltmekten mutluluk duyuyoruz.

 Havutça “Zeytin yasası 6 kez oy birliği ile ret edildi”

CHP Balıkesir Milletvekili Namık Havutça yaptığı açıklamada zeytin yasa tasarısının meclisten 6 kez geri çekildiğini ve tamamen kalkması gerektiğini savundu Havutça“ Zeytin yasası adı altında çıkarılmak istenen zeytinin ölüm fermanı aslında 6 kez oy birliği ile ret edildi. Sanayileşme dediğinizde ilk gözünüzü diktiğiniz yer zeytin alanları mı?  Sanayi yapılacak bu ülkenin topraklarında Kaz Dağları, Kapıdağ’ı, Gemlik Körfezi’nden, Mudanya gibi yerler haricinde başka yerler gelmiyor mu?  Sizler bizimle dalga mı geçiyorsunuz? Biz sanayiye karşı değiliz…

“Kaz Dağlarının Arasına Restorana Yapılamaz”

Yasa şuan da komisyona geri çekildi. 98 maddelik Sanayi Yasasının içine zeytin ile ilgili 3 madde eklediler. Biri zeytinlik alanlarıydı, ikinci madde 10 dönüm başına 15 ağaçtan az olan alanlar zeytin sahası değildir.   Nihayetinde bu yasa tarsıları geri çekildi. Zeytin ile ilgili şu son madde de, zeytin sahalarına ve zeytin sahalarına 3 km. mesafede kimyasal atık, kimyasal işletme yapılamaz.  Ancak, Tarım Bakanlığı kamu yararı alması koşuluyla turizm ve imar yatırımları hariç olmak üzere sanayi alanları yapılmasına Tarım Bakanlığın 11 kişilik kurulu karar verebilir.  Peki, ne yapılamaz? Kaz Dağlarının arasına restorana yapılamaz. Ama maden araması yapılabilecek çünkü madenden toz çıkmıyor, ama restoran kirletebilir. Biz o yasa tasarısını geri çekmek değil tamamen ortadan kalkmasını, yok sayılmasını istiyoruz. İstiyoruz.  Bandırmalı yurtsever, zeytin sever arkadaşlarımı yürekten kutluyorum” dedi.

TÜM “Zeytinlik alanlarını birilerine peş keş çekmekten vazgeçilmelidir”

CHP Balıkesir Milletvekili Mehmet Tüm konuşmasında  “ Ak Parti hükümeti tarafından büyük bir saldırı altında olan zeytinlerimiz ve meralarımız için göstermiş olduğunuz bu duyarlılıktan dolayı başta GÜMÇED olmak üzere hepinizi kutluyorum.

Ak Parti istediğini bulamayacak zeytinimize asla dokunamayacak.  Zeytin ülkemizde 750 bin Balıkesir genelimizde yaklaşık 25 bin ailenin geçim kaynağıdır.  Zeytine sıradan bir ürün olarak bakmak en büyük yanılgıdır.  Zeytin kültürümüzün vazgeçilmez bir öğesidir. Mutfağımızın vazgeçilmez şifa kaynağıdır. Mevcut ağaç sayımız 170 Milyona yaklaşmıştır.  Zeytin bazı çiftçilerimizin geçim kaynağı olan son duraktır.  Eğer bu tasarı gerçekleşseydi. 125 milyon zeytin ağacı yok edilecekti.  Yüzyıllar boyu sahil şeridimizde dikili olan zeytinler, korunması gereken tarih eserlerimizdir.  Bu yasa tasarı TBMM’ye getirilmiş ve 6 kez ret edilmiş.   Zeytinlik alanlarını birilerine peş keş çekmekten vazgeçilmelidir.  Bu yasa tasarısında yapılan hiçbir değişiklik üreticinin ve ülkenin yararına değildir.  Komisyonda yapılan değişiklik tamamen aldatmacadır. Halkın gözünü boyamaktır.

En büyük Kamu yararı zeytindir.

AKP için kamu yararının ne olduğunu Cerahtepe’den, Kazdağları’ndan, HES’ler den, Termik santrallerden çok iyi biliyoruz. AKP nin kamu yararı dediği Tamamen yandaşlarına rant sağlamaktır.

Bu tasarı ile Sözde Sanayinin geliştirilmesi amaçlanmaktadır. Oysaki Zeytincilik başlı başına bir sanayidir.  Halkın geçim kaynağıdır. Bunu anlamak için uzman olmaya gerek yoktur. AKP 125 milyon ağacı yok ederek hangi sanayiyi geliştirecek. Böyle sakat bir anlayış olabilir mi? Bunların anlayışını, hepimiz çok iyi biliyoruz.  Zeytinciliği bitirecek, Meraları yok edeceklerdir. Bunların amacı; Türkiye halkını ithalatçıya mahkum etmek, birilerine dışarıdan zeytin getirterek rant sağlamaktır.

Kıyı şeridindeki eski zeytinliklerin birçoğu asırlık büyük ağaçlardan oluşmaktadır, Bu durumu AKP çok iyi biliyor. Şimdi Kamu yararı diye Bakanlığa daha doğrusu Valiliklere yetki vererek Kıyılarımızı birlerine peşkeş çekmek istiyorlar. Bu Zeytinciliği yok etme tuzağıdır. Aynı zamanda kıyılarımızı da yok elimizden alma girişimidir. Bunu asla kabul edemeyiz. Bu memleket bu kadar ucuz değildir. Çünkü Dünya ile rekabet edebileceğimiz tek ürünümüz zeytindir. Birileri getirim sağlayacak diye, zeytinciliği yok etmek bu ülkeye yapılacak en büyük kötülüktür.

Tasarıdan derhal çıkarılmasıdır.  Aksi halde AKP, bunun hesabını halkımıza asla veremeyecektir. Rantın değil halkın yanında olmak her Hükümetin temel görevi ve sorumluluğudur.

Bir iktidar Halkın malını, halka rağmen birilerine peşkeş çekmez. Eğer çekerse o zaman bu iktidar rantçıların iktidarı olduğunu peşinen kabul etmiş olur. Bir kez daha AKP iktidarına buradan sesleniyorum, Zeytinimize, meralarımıza, kıyılarımıza dokunmayın. Bu ülkenin Barışını kardeşliğini yeteri kadar bozdunuz. Şimdi halkın ekmeğine aşına, sofrasına göz dikmeyin. Zeytinle, zeytinci ile dost olun. Bakınız büyük usta, Nazım Hikmet Ne kadar da güzel diyor.

Nazımın Zeytini yaşamla özdeş gördüğü o güzel dizeleri ile sizlere veda etmek istiyorum.

 “Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı, yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin, hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil, ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için, yaşamak yanı ağır bastığından. “Her kesi inadına zeytin ağacı dikmeye davet ediyor, saygılar sunuyorum.”/Serhat Barış