Programda konuşan Eğitim Sen Bandırma Baş Temsilcisi Bülent Akhan, Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) proje okullarına yönelik son öğretmen atamalarını sert bir dille eleştirdi. 2025 yılı atamalarının yine liyakatten uzak ve siyasi sadakat temelli bir anlayışla yapıldığını belirten Akhan, bu durumun eğitim sistemine zarar verdiğini vurguladı.
“Siyasi Sadakat, Mesleki Liyakatin Yerini Aldı”
Akhan, proje okullarına öğretmen ve yönetici atamalarında herhangi bir ölçülebilir kriterin uygulanmadığını, bakanlık takdiriyle yapılan bu atamaların eğitimde adalet ve eşitliği zedelediğini ifade etti. “Köy Enstitüleri, bu ülkenin en yoksul, en kırsal bölgelerine umut olmuş, Cumhuriyet'in aydınlanmacı yüzünü temsil etmiştir. Bugün bizler, Köy Enstitülerini sadece bir eğitim modeli olarak değil, aynı zamanda halkçı, eşitlikçi ve bilimsel eğitimin simgesi olarak görüyoruz. Ancak ne yazık ki, 85 yıl sonra aynı ruhu yaşatmak bir yana, bugün eğitim sistemi adeta siyasal müdahalelerin ve eşitsizliklerin esiri haline gelmiştir. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından açıklanan 2025 yılı proje okulları atamaları, bir kez daha liyakatten uzak ve tamamen keyfi bir şekilde gerçekleştirilmiştir. Proje okullarına yapılan öğretmen ve yönetici görevlendirmeleri, ne yazık ki herhangi bir objektif kritere dayanmamaktadır. Atamalar; kıdem, hizmet süresi, akademik yeterlilik ya da mesleki deneyim gibi ölçülebilir göstergeler yerine, siyasi sadakat ve yandaş sendikal bağlılık temel alınarak yapılmaktadır. Siyasi sadakatin mesleki liyakatin önüne geçtiği bir sistemde ne nitelikli eğitimden ne de fırsat eşitliğinden bahsedebiliriz. Bu anlayış, yılların emeğini, birikimini ve öğretmenlik onurunu hiçe saymaktadır. Eğitim yöneticilikleri ve öğretmenlik pozisyonları artık birer kariyer basamağı değil, siyasal kadrolaşmanın aracı haline gelmiştir. Biz Eğitim Sen olarak bu düzeni kabul etmiyoruz. Öğretmen atamalarının ve yönetici görevlendirmelerinin şeffaf, denetlenebilir ve liyakate dayalı hale getirilmesi elzemdir. Proje okulu ilan edilme süreci bağımsız komisyonlar eliyle yürütülmeli; öğretmen seçimleri adaletli bir sistem içinde gerçekleşmelidir. Atama süreçlerinde eğitimcilerin hakları gözetilmeli, kamu yararı esas alınmalıdır. Bakanlığın bu keyfi uygulamaları eğitimde sadece bireysel mağduriyetler yaratmıyor; aynı zamanda sistemin genelini etkileyerek kamu eğitimini çöküşe sürüklüyor. Bizler, ülkemizin geleceği olan çocuklarımızın nitelikli eğitim alabilmesi için mücadelemizi sürdüreceğiz. Bu haksızlık ve hukuksuzluk karşısında sessiz kalmayacağız” dedi.
Programda ayrıca Eğitim-İş Başkanı Av. Serdar Polat ve Buse Kavak da söz alarak Köy Enstitülerinin tarihsel önemine vurgu yaptı. Etkinlik, günün anısına çekilen toplu fotoğrafla sona erdi.
Haber: Serhat Barış