Kadın Dayanışma Derneği Başkanı Nilgün Germiyan, Türk kadınına seçme ve seçilme hakkının verilişinin 90. yıl dönümü dolayısıyla bir açıklama yaptı. Türk Kadınının hak mücadelesine 90 yıldır devam ettiğini belirten Germiyan, kadınların siyasetteki temsiliyet oranlarının yetersiz olduğunu vurgulayarak geçmişten günümüze yaşanan sürece ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
5 Aralık 1934’te kadınların seçme ve seçilme hakkı kazandığını, 1935 seçimlerinde ise 17 kadının meclise girerek yüzde 4,5 temsiliyet oranına ulaştığını belirten Germiyan, “Aradan geçen zaman içinde temsiliyet oranı gittikçe düşmüş 1950 seçimlerinde yüzde 0,6 ile en düşük oran gerçekleşmiştir. İlk seçimlerdeki orana ancak 72 yıl sonra 2007 de yüzde 9 oy oranıyla ulaşılabilmiştir. Bu oran giderek yükselip son seçimlerde yüzde 20,1 e çıkmıştır. Bu kadın temsiliyeti için kabul edilebilir, makbul bir durum olmaktan çok uzaktır. Son 28’inci dönem seçimlerdeki oranların yükselme eğilimi gösterme nedenlerini de doğru irdelemek gerekir. Meclis mutfağı olarak bilinen ihtisas komisyonlarında kadın temsiliyetinde dengesizlik daha derin olup, sadece Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu’nda kadın lehine çoğunluk bulunmaktadır. Bu veriler ışığında ülkemiz dünya devletleri arasında 133. sıradayken 113 sıraya yeri değişmiştir.” dedi.
"SİYASETTE KADIN BAKIŞ AÇISININ GÜÇLENMESİ ŞART"
Seçilen kadın vekillerin siyasete kadın bakış açısını taşıyacak nitelikte olması ve ataerkil davranış ve söylemler içeren kadın temsiliyetine olanak tanınmaması gerektiğine dikkat çeken Germiyan, “En çok vekil çıkarma oranına sahip siyasi partinin oy aldığı alanlardaki kadınların tam da bu dengede hayatlarını sürdürmediği göz önüne alınmalı, meselenin oran yükseltmekle çözülmüş gibi olmayacağına dikkat edilmelidir. İktidar anlamı itibarıyla; iyi yönetme, toplumu ileriye taşıma, mutlu huzurlu, sağlıklı bireylerden oluşan bir toplum yaratma görevini yüklenme iken, hırsa dönüşmüş tutkuyla, toplumu yorgun, mutsuz, sıkıntıya sokup, çatışmaya sürüklemekte sakınca görmez hale geldiğini üzüntüyle izlemekteyiz. Kadınların asla kabul etmediği bu iktidar anlayışı da kadın temsiliyetinin artmasıyla evrilecektir. Bu bağlamda kadınların var gücüyle siyasette yer alması gerekmektedir. Aklı başında, iyileştirici projelerle, birbirinin emeğine, yaşam hakkına saygı duyan siyasetin sürdürülebilirlik açısından çok değerli olduğu göz önünde bulundurulmalıdır. 1934 yılında alınan haklara sonuna kadar sahip çıkmalı, her partide yüzde 50 oranında vekil temsiliyeti için mücadele edilmelidir.” diye konuştu.
Haber: Mihriban Nur Uysun