Güney Marmara Doğal ve Kültürel Çevreyi Koruma Derneği (GÜMÇED) Bandırma Şube Başkanı Gültekin Mutlu, son yapılan araştırmalar ışığında Marmara Denizi, Kuş Gölü ve akarsularda yaşanan kirliliği değerlendirerek müsilajın yanında Bandırma ve Erdek körfezlerinden alınan numune örneklerinde cıva, kadmiyum, bakır, çinko gibi toksik element zenginleşmelerine rastlandığını kaydetti.
Bandırma ve çevresinde artan kanser vakalarını da gündeme getiren Mutlu, yaptığı basın açıklamasında, “Bugün Marmara Denizi ile onu besleyen dereler ve göller büyük bir kirlilikle karşı karşıyadır. En son yapılan bir çalışmayla bu durum bir kez daha doğrulanmıştır. Balıkesir Üniversitesi, Ardahan Üniversitesi, Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi ve Manisa Celal Bayar Üniversitesi öğretim üyelerinden oluşan çalışma ekibinin yaptığı araştırmaya göre müsilajın yanında Bandırma ve Erdek körfezlerinden alınan numune örneklerinde cıva, kadmiyum, bakır, çinko gibi toksik element zenginleşmelerine rastlandığı belirtilmiştir. Ne yazı ki bu ağır metaller ve cıva, denizlerde yaşayan kabuklu canlıların ve balıkların vücutlarında birikerek bunları yiyen insanlara geçmekte, bu durumdan insan sağlığı olumsuz etkilenmekte, hasta insan sayısı ve kanserli hasta sayısı da giderek artmaktadır,” ifadesinde bulundu.
Artan kanser vakaları ve 2019 yılında Bandırma'da hastalara konan kanser tanısı sayıları konusunda da açıklama yapan Mutlu, “Bugün Türkiye’de yaşayan her beş kişiden biri kanser hastalığına yakalanmaktadır. Ülkemizde 2020’de 132 bin 816 erkek, 101 bin 018 kadın kanser hastalığına yakalanmıştır. Üzücü olan halk sağlığını korumaya çalışan, yetkilileri uyaran, kanserejon madde içeren yiyecek ve içecekleri ve bu yiyecek ve içeceklerle kanserin insana nasıl geçtiğini açıklayan bilim insanları idari ve adli yaptırımlarla susturulmaya çalışılmakta, kendilerine hapis cezaları verilmektedir.
Marmara Denizi’nde görülen kirliliğin bir benzerinin Manyas Kuş Gölü ve onu besleyen derelerde yaşandığını yıllardır ifade etmekteyiz. Balıkesir Üniversitesinin hazırladığı Manyas Kuş Gölü ve onu besleyen derelerdeki su kirliliği raporunu o zamanki adıyla Orman ve Su İşleri Bakanlığından alarak kamuoyuyla dört kez paylaşarak halkımızda bir bilinç ve tepki oluşturmanın yanında, ilgililerin de konuyla ilgili gerekli çalışmaları yapmalarını istedik.
Bugün hepinizin bildiği gibi Manyas Kuş Gölü havzasında geniş bir alanda tarımsal üretim yapılmaktadır. Araziler üzerinde çeltik, mısır, şeker pancarı, ay çiçeği vb. ürünler ekilmekte, bu tarım alanları çok kirli derelerin suyuyla ve Göl suyuyla sulanmaktadır. Yine verimin düşmemesi için çok miktarda azot, fosfat ve tarım ilacı kullanılmakta, bunlar da drenaj yoluyla Göl’e ulaşmaktadır.
Bu zehirli sularla sulanan tarım ürünlerini, yaş sebze ve meyveleri yine vücutlarında toksik madde bulunduran ve Göl balıklarını ve kabukluları yiyen, başta Bandırmalılar, Manyaslılar, Gönenliler, Erdekliler olmak üzere Güney Marmara’da yaşayan yüzbinlerce insan da çeşitli hastalıkların yanında kanser hastalığının da pençesine düşmektedirler.
2019 yılında Bandırma Devlet hastanesinde kanser tanısı konulan hasta sayısı 399, 2020’de 428, 2021 yılında 434’tür. Buna Manyas, Gönen, Erdek, Balıkesir, Çanakkale, Bursa, İzmir, İstanbul ve Ankara’daki hastanelerde kanser tanısı konulan hastaları da eklerseniz sayının ürkütücü boyutlara ulaştığını tahmin etmeniz zor olmaz. Bugün bu tehlikeyle karşı karşıya kalan sadece Güney Marmara’da yaşayan yüzbinlerce insan değil, yukarıda da ifade etmeye çalıştığım gibi Marmara havzasında yaşayan milyonlarca insandır. İlgili Bakanlıklar, Valiler, Bölge ve İl Müdürlükleri acil eylem planlarını derhal devreye sokmalı, uygulamalı gereken önlemleri almalıdırlar. Konuyla ilgili belediyeler, üniversiteler, odalar, çevre dernekleri ve sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliğine gidilmeli, etkin bir denetim sağlanmalı, yapılan ve yapılamayan işlerle ilgili halk aydınlatılmalı ve bilgilendirilmelidir. İşi, görevi, ünvanı ne olursa olsun, kimsenin halkın sağlığıyla ilgili konulara duyarsız kalmaya, halkın sağlığıyla oynamaya hakkı yoktur olamaz da,” dedi.
“Bu kara tablonun yanında içimizi ısıtan sevindirici bir haberi de sizinle paylaşmak isterim,” diye sözlerine devam eden Mutlu, “Enerji Bakanlığının 1 Mart 2022’de yasaya aykırı olarak çıkardığı bir yönetmelikle zeytinlikleri maden işletmelerinin talanına açmıştı. Ülkenin dört bir yanındaki zeytin üreticileriyle dayanışma içinde, GÜMÇED, Bandırma Demokrasi Platformu bileşenleri ve Edincikli zeytin üreticileriyle birlikte Edincik’te bir yürüyüş ve basın açıklaması yaparak yönetmeliğin iptalini istemiştik. Yargıtay açılan iptal davalarını haklı bularak zeytin yönetmeliğinin yürütmesini durdurdu. Zeytinliklerimiz şimdilik kurtuldu. Ancak bu maden lobisinin amacından vazgeçmeyeceğini de biliyoruz. Dün olduğu gibi bugün de ve yarın da doğamıza, havamıza, suyumuza, zeytinimize, ormanımıza, denizimize, gölümüze, derelerimize ve bu ekosistemde yaşayan bütün canlılara sahip çıkacağımızı onları savunmaya devam edeceğimizin bilinmesini bir kez daha belirtiyoruz," diye konuştu. /Umut Osman Sunci