Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Sarı tarafından, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü’nün desteği ile yürütülen projelerin sonuç toplantısı gerçekleştirildi. Marmara Denizi’nde Deniz Çayırı Dağılım Alanlarının Belirlenmesi Projesi (MAR-ÇAYIR) ve Marmara Denizi'nde Pina Koruma ve İzleme Projesi'nde (MAR-PİNA) tamamlanan 1 yıllık süreçte elde edilen veriler katılımcılarla paylaşıldı. MAR- ÇAYIR Projesi’nin sona erdiği ve bu alanda çalışmaların devam edeceği kaydedilirken MAR-PİNA Projesi’nin devam edeceği belirtildi. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından, Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü'nün tanıtım filmi sunuldu. Etkinliğe katılanlar arasında Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdür Yardımcısı Dr. Beyhan Oktar, Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Boz, Projenin Yürütücüsü Öğr. Gör. Prof. Dr. Mustafa Sarı, Proje ekibinde yer alan akademisyenler, öğrenciler ve çeşitli illerden bilim insanları katıldı.
PROJELER KAPSAMINDA 600’DEN FAZLA DALIŞ YAPILDI
Açılış konuşmasında proje süreçlerini değerlendiren Prof. Dr. Mustafa Sarı, “MAR-ÇAYIR ve MAR-PİNA projelerinin hayata geçmiş olması, bunları yapıyor olmak bizim açımızdan çok önemli, çok mutluyuz. 600’den fazla dalış yaparak bu alandaki çayır alanlarını tespit etmeye çalıştık. Pinalar için ilave bir çalışma yürüttük; canlı ve ölü pinaların durumunu kontrol ettik. Pinalar, 2016-2019 yılları arasında İspanya kıyılarından başlayarak Çanakkale Boğazı’na kadar tüm Akdeniz'de neredeyse yok oldu. Marmara’dakiler ise hâlâ yaşıyor. Mutlulukla ifade ediyorum ki 1300 km'lik kıyı şeridinde 4 bin 300 pina tespit ettik ve %90’ı canlı durumda. Bakanlığımızın desteğiyle yaptığımız bu MAR-PİNA projesi kapsamında bizim pinaların canlılık oranlarını belirlemeye çalıştık. Müsilaj nedeniyle denizin derinliklerindeki oksijen tükendiği için vahşi türler kıyılara gelmek zorunda kaldı. 1 metrekare deniz çayırı alanı, günde 10 litre oksijen üretiyor. Bu projelerimiz kapsamında Marmara'nın iyileştirilmesine yönelik bulgular elde ettik. 23 Ekim'de Erdek Körfezi’nde yeni müsilaj oluşumunu dalışlarımızda tespit ettik. Marmara Denizi'nin atık yükünü azaltmamız gerekiyor. 1 pina saatte 6 litre suyu filtreliyor. Özet olarak, Marmara Denizi’nin ortalama 10 m²’lik bir alanında 12 adet pina var. Öyle yerler var ki Çanakkale, Kemer'de 100 metrekarelik alanda 122 pina saydığımız oldu. 'Süslü pina' olarak adlandırdığımız pinalar da var. Güney Marmara yoğunluklu olmak üzere pinalar ve kuzeydeki süslü pinalar ile pina türü Marmara'nın her yerine yayılmış durumda. İnsan etkili tehditleri de dalışlarımızda gözlemledik.” dedi.
“MAR-PİNA PROJESİ DEVAM EDECEK”
MAR-ÇAYIR Projesi ile Marmara Denizi’nin akciğerleri olan deniz çayırlarının bölgesel dağılımı hakkında net buldular elde edildiğini kaydeden Prof. Dr. Sarı, “Diğer taraftan deniz çayırlarına baktığımız zaman deniz çayırlarında dört tür yaşıyor Marmara Denizi'nde. Bu dört türden bir tanesi Akdeniz'de görülen Posidonia Oceanica. Posidonia Oceanica dünyanın üzerinde en çok çalışılan, denizin akciğerleri dediğimiz zaman hemen adı aklımıza gelen bir deniz çayırı türü. Posidonia Oceanica ile ilgili daha önceden üç bölgede varlığına dair Marmara Denizi'nde bulgular vardı. Şimdi ondan fazla yerde Posidonia Oceanica bulunduğunu tespit ettik. Bundan çok mutluyuz. Daha önce bilinmeyen şimdi bilinir hale gelmiş olan Posidonia Oceanica alanları, dağılım alanları da MAR- ÇAYIR projemizle belirlenmiş oldu. Bu anlamda dalışlarımızda deniz çayırı ekimi gerçekleştirdik. MAR-ÇAYIR ve MAR-PİNA projelerini birlikte yürütmek istememizin sebeplerinden biri de buydu. Bu iki proje birbiri ile oldukça bağlantılı projelerdi. Tespitlerimiz ile birlikte Marmara Denizi’ni kurtarmak için umut ışığı olan sonuçlar elde ettik. MAR-ÇAYIR projesinin sonuna gelmiş olabiliriz, ancak bu alandaki çalışmalarımızın henüz başındayız. MAR-PİNA projesi devam edecek. Toplu ölümlerden sorumlu patojenleri izlemeye devam edeceğiz.” diye konuştu.
“DENİZE VERİLEN ZARARI DÜZELTMEK İÇİN ÇALIŞMAMIZ GEREKİYOR”
Konuşmasında bu önemli projelere destek vererek Marmara Denizi’nin kurtulması için yapılan çalışmaların yapılmasına öncülük eden Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü’ne teşekkür eden Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Boz, “Suyun altına oksijeni biz sağlayamayacaksak, insanlar olarak denize verilen zararı düzeltmek için çalışmamız gerekiyor. Bu nedenle deniz ekosisteminde önemli bir filtre görevi gören aynı zamanda oksijeni sağlayan pina ve deniz çayırlarının korunmasını amaçlayan bu projelerin ne kadar önemli olduğunu görüyoruz. Dalışlara ben de katıldım ve gerçekten başta Prof. Dr. Mustafa Sarı hocamızın ve proje ekibinde çalışan herkesin işi oldukça zor. Mustafa Hocamıza yaptıkları için minnettarız, vatandaş olarak. Bir üniversite rektörü olarak da aynı şekilde bu tür, geleceğimizi garanti altında almaya çalışan bu tür projelere verdiğiniz destek için de sizlere minnettarız.” dedi.
“MARMARA’NIN UMUDUNUN PİNA, PİNANIN UMUDUNUN MARMARA OLDUĞUNU GÖRDÜK”
Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdür Yardımcısı Dr. Beyhan Oktar ise, projelerin Marmara Denizi ekosistemine katkı sağlayacağına inandığını belirtti. Oktar, “MAR- ÇAYIR projesi ile Marmara Denizi’ndeki deniz çayırı dağılımının belirlenmesiyle bu doğrultuda koruma sıkıntılarının belirlenmesi hedeflenmiştir. Deniz çayırları oksijen üretmenin yanında, tropik ormanlardan 35 kat daha fazla karbonu tutarak iklim kriziyle mücadele eden en büyük yardımcımızdır. Bu projemiz ile; oksijen üreten, karbon yutan, deniz canlıları için sığınak, barınak, üreme ve beslenme alanı olan, askıda katı maddeleri tutarak suyunu berraklaştıran deniz çayırlarının Marmara Denizi'nde bulunan türleriyle bunların dağılım ve yoğunluk haritalarını elde etmiş olacağız. Coğrafi bilgi sistemi tabanına oluşturulacak haritalar ve bu doğrultuda belirleyecek stratejilerle, kirlilikle doğal yolla mücadele eden deniz çayırlarının korunarak arttırılması ve Marmara Denizi'nin rehabilitasyonuna katkı sağlanmasını hedeflemekteyiz. Toplam 216 istasyonda saha çalışmaları yapılmıştır. Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi ile birlikte bu yıl çalışmalarını başlatmış olduğumuz diğer bir projemiz de MAR-PİNA oldu. Projemizde Marmara Denizi'nde pinaların dağılım alanları belirlenerek konuma altına alınması, Etkin meçhul kurma stratejisi geliştirilmesine başlanmaktadır. Pinalar, 2016 yılında İspanya kıyılarından başlayarak bir hastalık nedeniyle tüm Akdeniz’de toplu ölümlere maruz kaldı. Ölümler Çanakkale Boğazı'na kadar ulaşmış durumdadır. Pinaların bütün Akdeniz'de toplu ölüme maruz kalmasına rağmen dünyada yaşayan tek popülasyonun Marmara Denizi'nde görülmesi ve burada sağlıklı bir şekilde yaşamını sürdürmesi aslında Marmara'nın pina türü için son sığınak olduğunu göstermektedir. Bu da Marmara’nın umudunun pina, pinanın umudunun Marmara olduğunu gösterdi.” dedi.
Haber: Mihriban Nur Uysun