güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

“Otizm Eksiklik Değil Farklılıktır”

Bandırma Atatürk Özel Eğitim Ortaokulu Müdürü Algan Kartal 2 Nisan Dünya Otizm Farkındalık Günü dolayısıyla farkındalık mesajı verdi.

Haber Giriş Tarihi: 05.04.2017 10:04
Haber Güncellenme Tarihi: 05.04.2017 10:04
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bandirmayasam.com.tr
“Otizm Eksiklik Değil Farklılıktır”

Bandırma Atatürk Özel Eğitim Ortaokulu Müdürü Algan Kartal 2 Nisan Dünya Otizm Farkındalık Günü dolayısıyla farkındalık mesajı verdi.

Algan mesajında şu ifadelere yer verdi:

"Otizm… Yaşamın Farklı Bir Penceresi

Baharın müjdecisi Nisan Ayı. Havada mis kokular, yavaş yavaş açan çiçekler, kırlarda yürüyen sevdalılar, gökyüzünde cıvıltıları ile hayatımıza neşe katan kuşlar, ağaçlarda yeşeren yapraklar, güneşin sıcak ışığına kavuşan yeryüzü, kutsal yağmurlarla buluşan toprak, ruhumuzu aydınlatan baharın başlangıcıdır nisan.

2008 yılından bu yana, dünya üzerinde yaşayan milyonlarca çocuk ve aileleri için çok başka bir anlam daha taşıyor: bu Nisan…

YAŞAMIN GERÇEĞİ OTİZM

2 Nisan, tüm dünyada otizm konusunda farkındalık yaratarak otizmden kaynaklanan sorunlara çözümler yaratmak amacıyla, 2008 yılında Birleşmiş Milletler tarafından “Dünya Otizm Farkındalık Günü” olarak ilan edildi. Her yıl, “Otizm Farkındalık Ayı” olan Nisan ayı boyunca dünya genelinde otizmin sorunları ve çözümleri konuşuluyor, araştırmaların teşvik edilmesi ve erken teşhisle tedavinin yaygınlaştırılması hedefleniyor.

Farkında mısınız?

 

OTİZM; doğuştan gelişen, genetik altyapıya dayanan, karmaşık nörolojik-biyolojik tabanlı bir gelişim bozukluğu. Başkalarıyla etkileşimde bulunmayı engelleyerek bireyin kendi iç dünyasıyla baş başa kalmasına yol açan otizm, genellikle 3 yaştan önce ortaya çıkarak çocukların sosyal iletişim, etkileşim ve davranışlarını olumsuz olarak etkiliyor.


Amerikan Sağlık Bakanlığı verilerine göre bugün dünya genelinde okul çağındaki her 88 çocuktan biri otizm teşhisi alıyor. Otizm erkek çocuklarda kız çocuklara oranla 3-4 kat daha fazla görülüyor, her 54 erkek çocuktan biri otizm riski taşıyor. Dünyada son yıllarda şeker, kanser ve AIDS dâhil olmak üzere birçok hastalıktan daha fazla sayıda otizm teşhisi alınıyor. Farkında mısınız?

Otizm Platformu’nun öngördüğü verilere göre, tahmini olarak 550.000 otizmli birey ile 0-14 yaş grubunda 150.000 civarında otizmli çocuk bulunduğu “varsayılıyor.” Otizmli bireylerin ebeveynleri, kardeşleri, yakın akraba ve çevreleri de hesaba katıldığı zaman, Türkiye’de her ile yayılmış durumda otizmden etkilenen 2 milyondan fazla vatandaşımızdan bahsedebiliriz. 2 milyon kozasında yaşamaya çalışan kelebek, 2 milyon açmayı bekleyen tomurcuk… Farkında mısınız?

 

O ZAMAN DİKKAT

Eğer çocuğunuz;

·         Sizinle ve başkalarıyla göz kontağı kurmuyorsa,

·         İsmi söylendiğinde veya çağrıldığında dönüp bakmıyorsa, söyleneni işitmiyor gibiyse

·         Konuşmada yaşıtlarının gerisinde kalmışsa, başkaları ile söyleşiyi başlatma ya da sürdürmede belirgin bir bozukluğu varsa, basmakalıp, yineleyici (ekolali) ya da özel bir dil kullanarak garip konuşuyorsa veya konuşması hiç gelişmemişse,

·         Gözleri sık sık bir şeye takılıp kalıyorsa

·         Anlamsız gülme veya ağlama krizleri varsa

·         Konuşacak yaşta olmasına rağmen konuşmayıp istediği bir şeyi parmağıyla bile işaret edemiyorsa.

·         Yalnız başına oynamayı tercih edip başka çocuklarla ilgilenmiyorsa..

·         Oyuncaklarla amacına uygun oynamayı beceremiyorsa, yaşıtlarının oynadığı oyunlara ilgi göstermiyorsa, oyuncaklarını aşırı hırpalayıcı, kırıcı davranışlar sergiliyorsa.

·         Ellerini kanat gibi çırpma, parmak uçlarında yürüme, kendi çevresinde veya eşyalar etrafında dönme, sallanma, çırpınma şeklinde garip ve yineleyici hareketleri varsa (stereotipi)

·         Bir şarkının bir bölümünü tekrar tekrar söylemek, dolapların kapaklarını sürekli olarak açıp kapatmak, ayak parmaklarının ucunda odanın bir ucundan öbür ucuna koşturmak, bazı eşyaları döndürmek veya sürekli sıraya dizmek gibi çeşitli ilgi ve davranış takıntıları varsa

·         Günlük yaşamındaki düzen ve program değişimlere aşırı tepkiler veriyor ve uyum sağlayamıyorsa

·         Kendisine ve çevresine yönelik zarar verici davranışlara sahipse,

Vakit kaybetmeden teşhis için uzmanlara başvurmak gerekiyor.

 

Otizmin tedavisi var mı?

 Otizm, çok bilinmeyenli bir denklem gibi: Nedenleri tam olarak bilinmediği gibi günümüzde kesin tedavisi de “henüz” yok! Otizm, toplumsal fark, ırk, dil, din gözetmiyor, çocuk yetiştirme biçiminizle veya sosyo-ekonomik koşullarınızla da ilgili değil. Genetik faktörlerin yanı sıra, çevresel koşulların – yanlış beslenme, çevre kirliliği, kimyasal maddeler, yanlış ilaç kullanımı, ağır metaller, aşılarda bulunan bazı koruyucu maddeler vb.- otizmi tetiklediği düşünülüyor.

Bugün için kabul edilen en önemli tedavi, erken yaşta verilmeye başlanan yoğun bireysel özel eğitim. Doğal gelişim gösteren her çocuğun kendiliğinden öğrendiği her şeyi, otizmli bir çocuğa özel eğitim yardımı ile öğretmek zorundayız. Bu durum bazen iğneyle kuyu kazmaya benzese de her otizmli çocuk kendine göre bir öğrenme biçimine sahip. Önemli olan, kapıyı açacak doğru anahtarı bulmak.

 

Otizmli çocukların mutlaka eğitim sistemi içinde yer almaları gerekiyor.

 

 Çünkü eğitim, otizm için en güçlü tedavidir. Kozalara hapsedilen kelebeklerin rengârenk kanatlarını özgürce çırpıp baharı süslemeleri için onlara kozalarını yırtmada yardım etmeliyiz. İşte 2 Nisan otizm farkındalık günü kozasından uçuşan kelebeklerin fark edildiği bir bahar günü olsun…

 

Otizmi diğer engel gruplarından ayıran en önemli fark; erken tanı ve özel eğitim ile otizm engellerinin aşılabilmesi.  Günlük yaşamda da hoşgörü, sevgi, saygı ve en önemlisi FARKINDALIK ile geriye kalan sorunları çözebiliriz yeter ki en büyük “engel” olan ayrımcılığı yok edelim!

Otizmin oldukça karmaşık yapısı, otizmli bireyle birlikte ailesi başta olmak üzere yakın çevresindeki herkesi hayatın tüm evrelerinde etkiliyor. Otizmli bir çocuğun ilerlemesinde en büyük sorumluluk ailelerde, en ağır yük de annelerin omzunda! Otizmden etkilenen bireyin ve ailesinin her şeyden önce yalnız ve ötelenmiş bir hayata mahkûm edilmemesi için, özellikle çocuğu doğal gelişim gösteren ailelerin yaşamı otizmliler ve aileleri ile paylaşmayı öğrenmeleri gerekiyor. Evet, yanı başımızda çiçek açmayı bekleyen bu tomurcukları fark etmek zorundayız.  

 Gündelik hayatın içinde karşılaştığınız, ağlayan bir çocuğu hemen yargılayıp, annesine laf etmeden önce bir an düşünün.  O yavru sizin de çocuğunuz olabilirdi diye… Veya trafik lambalarından, sesinden korkan, başını elleri arasına alıp çığlıklar atan birini aşağılayıcı gözlerle süzemeyiz.

 Çocuğunuzun sınıfında otizmli bir çocuğun olmasının kendi çocuğunuza da faydası olacağını, farklılıkları yaşayarak öğreneceğini lütfen unutmayın.

Her yıl Nisan ayı, Türkiye’de otizm adına yeni umutlar, yeni adımlar… Tomurcuktan güle, yağmurdan yeşile, kozadan kelebeğe bahar demek… Farkında olmazsak tomurcuklar gül olamadan solacak, toprak susuz kalacak, kelebek kozasına hapis olacak…

 Bu farkındalık biraz da Evladı Otizmli Olmayan Tüm Anne-Babalar için olsun…

 

Hayat ancak paylaşınca güzel. Otizmli çocukların ve anne-babalarının çığlıklarına kulak verin, seslerine ses katın, otizmin bilinirliği ve sorunların çözümü için gönüllü destek verin ki çiçeklerimiz rengârenk büyüsün… Çünkü her çocuk farklılıkları ile yaşamda yer almayı hak eder! Otizmlilere ses olun, ışık olun, onların farkında olun.

 

Nisan Otizm Farkındalık ayının, dünyanın bütün çiçeklerine bahar müjdecisi olması için, farkındalık gösteren bütün büyük yüreklere selam olsun…" /Serhat Barış

 

 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.