SARI’DAN MARMARA DENİZİNDEKİ MÜSİLAJ İÇİN KRİTİK UYARI: “NİLÜFER ÇAYI’NIN KİRLİLİĞİ DURDURULMALI”

Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Sarı, Nilüfer Çayı’ndaki kirliliğe dikkat çekti. Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın başlattığı denetimlerin önemine vurgu yapan Sarı, yapılan ölçümlere göre çayın IV. Sınıf sulara sahip bir atık kanalı haline geldiğini belirtti.  Uludağ’ın eteklerinden doğarak 200 kilometrelik bir uzunluğa sahip olan Nilüfer Çayı’nın eskiden içme suyu olarak kullanıldığını hatırlatan Prof. Dr. Sarı, şunları söyledi:

“Nilüfer Çayı, Uludağ’ın eteğinde temiz suyla başlayan yolculuğunda Bursa kent merkezine girdiğinde bir atık karışımına dönüşüyor. Çayın kent merkezindeki kollarından simsiyah bir sıvı akıyor ve yoğun bir koku yayılıyor. Bu durum kabul edilemez.”diye konuştu.

“RESMİ VERİLERLE GERÇEKLİK ÇELİŞİYOR”

Çayın kirlilik durumuna dair çelişkili veriler olduğunu belirten Sarı, “Resmi verilere göre evsel ve endüstriyel atıkların yüzde 95’i arıtılıyor. Bu durumda Nilüfer Çayı’nın tertemiz akması beklenir. Ancak ölçümlerimiz ve gözlemlerimiz bu durumun aksini gösteriyor. Çayın içindeki çözünmüş oksijen miktarı Balat Köprüsü’nde 0,14 mg/l’ye kadar düşüyor. Bu, çayın artık hayat barındırmadığı anlamına gelir.”dedi.

“MÜSİLAJIN NEDENİ KİRLİLİK YÜKÜDÜR”

Marmara Denizi’nde yeniden ortaya çıkan müsilaja değinen Sarı, “Müsilaj felaketinin üç ana tetikleyicisi var: İklim değişimi nedeniyle su sıcaklıklarının artması, denizdeki kararlı durağanlık ve kirlilik yükü. Deniz şartlarını kontrol edemeyiz ama kirlilik yükünü azaltmak bizim elimizde. Marmara Denizi’ni kurtarmak istiyorsak kirlilikle mücadeleyi hemen başlatmalıyız.”diye konuştu.

“ACİL ÖNLEMLER ŞART”

Nilüfer Çayı’nın kurtarılması için alınması gereken önlemleri sıralayan Prof. Dr. Sarı, şunları söyledi:

Çaya deşarj edilecek toplam yükler yeniden belirlenmeli. Azot ve fosforun yanında ağır metaller, tuzluluk ve renk parametrelerini de kapsayan yeni deşarj kısıtlamaları uygulanmalı. Çayın tarımsal sulama amacıyla kullanımı su kalitesi iyileşinceye kadar yasaklanmalı. Nilüfer Çayı’na atık deşarj eden tüm işletmeler denetlenmeli ve ruhsat şartlarına uygun hareket etmeleri sağlanmalı. Yeni bir Acil Eylem Planı hazırlanarak herkes tarafından şeffaf şekilde izlenebilir hale getirilmeli. Merkezi yönetim, yerel yönetimler, özel sektör ve vatandaşlar iş birliği içinde olmalı.

“KAYBEDECEK ZAMANIMIZ YOK”

Prof. Dr. Sarı, Nilüfer Çayı’nın temizlenmesi için geç kalındığını vurgulayarak, “Artık kaybedecek zamanımız yok. Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın denetimleri önemli ama yeterli değil. Marmara Denizi’ni ve Nilüfer Çayı’nı kurtarmak için topyekûn bir mücadele şarttır.” dedi. Nilüfer Çayı ve Marmara Denizi’nin geleceği için herkesin üzerine düşeni yapması gerektiğini belirten Sarı, çözüm önerilerinin hızlıca uygulamaya geçirilmesini gerektiğini vurguladı.

Haber: Selin Girgin