19 Mayıs tarihini kronolojik açıdan önemli yapan bir olay ise bahar aylarının sona ermeye başlangıç noktası olması dolayısıyla yaza başlangıç noktası sayılabilecek bir tarih oluşturmasıdır. Aynı zamanda bu tarih Mustafa Kemal’e hayatı boyunca karşılaşacağı onu hedef alan suikastlardan ilkine teşebbüs girişiminde bulunulduğu tarih olmasıdır. Çünkü Rumlar Mustafa Kemal’i ortadan kaldırmayı hedefleyen bir suikast planı hazırlayıp bu tarihte gerçekleştirmeye yönelmişler.
Bunun için hazırlık yapmışlarsa da bunu gerçekleştirme imkanı bulamamış olduklarından sadece nazariyatta kalan bir suikast girişimi planından böyle bir girişim için yapılan çalışmalardan söz edilebilecek bir durum söz konusu olmuştur. İşte bütün bu özellikleriyle 19 Mayıs tarihi öneme haiz bir gün oluşturmaktadır. Ne var ki bugünün bayram oluşturması Mustafa Kemal’i bugüne özel anlam verip milletinin bugüne özel bir değer verip sürekli hatırlamasını istemesinden ortaya çıkmıştır.
Hakikaten 19 Mayıs 1919’da yani Anadolu’ya ayak basan Mustafa Kemal akabinde Amasya tamimi ile liderliğini liderliğe talip olduğunu milletine ilan etmiş ve milletini kendi liderliğinde gerçekleştirilecek İstiklal savaşının yapılabilmesi için geçekleştirilmesi gereken faaliyetlerin görüşüleceği kongrelere davet etmiştir. Nitekim 19 Mayısta dikkat edilmesi gereken özel bir durum bir ilklikte Mustafa Kemal’in asker toplaması etrafında silahlı kuvvet oluşturması yolunda ilk çalışmayı gerçekleştirdiğini de söylemek mümkündür. Çünkü Mustafa Kemal 19 Mayıs 1919 da Samsunda karaya ayak bastığında kendisini karşılayanlar arasında bulunan üzgün ağlayışlı bir durumdaki terhis edilmiş bir askeri görmüş onunla yaptığı konuşmayla kendi fikrinde olduğunu tespit edip onu verdiği emirlerle tekrar silahaltına alarak kendi hizmetine almıştır. Dolayısıyla 19 Mayıs Tarihi Mustafa Kemal’in ilk askerini yanına aldığı tarih olmuştur.
Samsundan Amasya’ya geçen Amasya tamimiyle kurtuluş savaşının önderliğinde talipliğini açıklayan Mustafa Kemal Erzurum’a geçmiş oradaki kongreyi müteakip savaşa geçerek kurtuluş harbinin ilk ve tek ulusal kongresi olan Sivas kongresini gerçekleştirmiştir. Erzurum kongresinde manda ve himayeyi Türk milletine reddettiren o kongrenin heyeti temsiliye başkanlığını elde eden Mustafa Kemal bu elde ettiklerine dayanarak Sivas kongresine gitmiş orada da direniş yolundaki kurulan bütün ulusal dernekleri Anadolu ve Rumeli müdafai hukuk derneği adıyla birleştirip Sivas kongresi heyeti temsiliye başkanı olarak bu derneğin elindeki silahlı kuvvetlerinde yönetim imkanını elde etmiştir.
Zaten Erzurum kongresinde Erzurum’daki 15. Kolordunun başındaki Kazım Karabekir’in desteğini kazanan İstanbul hükümetinin Mustafa Kemal’i yakalayıp gönderilmesi yolundaki emirlerine rağmen ona uymayıp ona destek veren Kazım Karabekir’in verdiği destekle Sivas’ta elde ettiği imkanlarla Ankara’ya yönelen Mustafa Kemal 19 Mayıs Tarihindeki Samsun’a ayak basışında kafasında mevcut planlar uyarınca Ankara’ya ulaşmıştır. Bu kez Ankara’da Ali Fuat paşanın ve onun 20. Kolordusunun desteğini yanına almış artık İstanbul hükümetine kafa tutacak güce ulaşmıştır. Ona bu kadar süreyi kazandırmada Balıkesir ve Balıkesir kongrelerinin rolü büyük olmuştur.
Amasya da kendisiyle görüşen İstanbul hükümeti temsilcisi ile anlaşan Mustafa Kemal’in Amasya Protokolü denilen bu uyuşmaya dayanarak Osmanlı Meclis-i Mebusanı’nın toplanmasını istediğini görmekteyiz. Hakikaten İstanbul’da toplanan Meclis-i Mebusan Misaki Milliyi ilan edince İstanbul İşgal edilip milletvekillerinin bir kısmı tutsak olarak Malta’ya götürülünce hele birde padişah Meclis-i Mebûsan lav edince Mustafa Kemal ve arkadaşlarına Ankara’da Türkiye Büyük Millet Meclisini Açmak kalmıştır.
Mustafa Kemal’in yönlendirdiği Türkiye Büyük millet Meclisi vasıtasıyla yönetilen gerçekleştirilen Türk istiklal savaşı Türk Silahlı kuvvetlerini teşkilatlandırıp silahlandırmış bu kuvvetle bir yandan dış mihrakların Osmanlı hükümetinin kışkırttığı Anzavur isyanları, Çapar Oğulları İsyanları, Konya isyanları gibi isyanlarla bir yanda Rum Ermeni gibi azınlıkların kendini azınlık kabul eden İslam olmasına karşılık Azınlık statüsü görmek isteyen Kürt gruplarının isyanlarını bastırmış bir yandan da birinci ve İkinci İnönü Muharebeleri zaferlerini kazanan Türk ordusu başarılarıyla dikkat çekmeye başlamıştır. Davet edildiği Londra konferansı gibi konferanslarda asıl hedefin Osmanlı devletinin Mondros’tan sonra imzaladığı Sevr anlaşmasının bir iki ufak değişiklikle kabul ettirilmesine yönelik olduğunu anladığı bu konferanslardan uzaklaşan Türkiye Büyük Millet Meclisi yönetimi yani Mustafa Kemal ve arkadaşları Kütahya Eskişehir Muharebeleri Sakarya Muharebesi büyük taarruz ve en nihayet Dumlupınar başkomutanlık muharebesi ile esas hedefine ulaşmış bugünkü Türk topraklarını Yunan’ı İzmir’de denize dökerek elde etmeyi gerçekleştirmiştir. Akabinde gerçekleşen Mudanya Mütarekesi ve Lozan barışıyla bugünkü Türkiye Cumhuriyeti ortaya çıkarılmıştır. Devam edecek…