SON DAKİKA
Hava Durumu

31 Mart Vakası Hakkındaki Yorumlarımız

Yazının Giriş Tarihi: 04.04.2025 08:02
Yazının Güncellenme Tarihi: 04.04.2025 08:02

Şunu da vurgulamak gerekir ki 31 Mart vakasını sadece İngilizlerin Osmanlı devletini Almanya safına doğru kaymaktan caydırıp kendilerine yaklaştırmak amacıyla yarattıkları yahut sadece gericilerin ilericilere, devrimcilere bugünkü Cumhuriyetçi kesimin ilk prototipini oluşturduğunu düşündüğüm İttihatçılara karşı yaptığı bir karşı devrim olarak değerlendirmemek gerekir. Çünkü bu harekatta Yahudilerin ve Yahudi lobilerinin de payının olduğunu görmekteyiz.

31 Mart vakası öyle bir olaydır ki bugünkü Türkiye Cumhuriyeti’mizi gerçekleştirecek kadroların ve olayların başlamasını getiren bir tarih bir milat noktası olduğu gibi Yahudilerin Filistin’e yerleşmesini, bugünkü İsrail’in kuruluşunu sağlamalarını getirecek olayların önünü açan bir milat noktası olmuştur. Aynı şekilde Ermeniler ve İttihatçıların arasının açılması da daha sonraki tehcir uygulamasının ortaya çıkmasında da 31 Mart vakasının milatlığından söz etmek mümkündür. Bu nedenle başımızdaki Ermeni sorununun da 31 Mart vakasıyla az çok ilişkisi olduğunu düşünmek mümkündür.

Hele hele 31 Mart olayından sonra Osmanlı’nın taraftarlığını Almanlara kaptıran İngilizlerin Osmanlı topraklarında hakimiyet kurmak için direk Arap milliyetçilerle harekete geçmesinin de önünü açan bir milat noktasını olduğunu söylememiz de mümkündür.

Bütün bu önemlerin yanında bugün için 31 Mart’ın önemi II. Abdülhamit’in tahtan düşürülmesinden bugüne talihleri ters gitmeye başlayıp meşrutiyetçiler yani İttihatçılar daha sonra da Cumhuriyetçiler karşısında tutunamayan yani Kemalist laikler karşısında tutunamayan şeriatçılar için hasımlarından alınacak büyük öçlerini başlatan tarih olmasıdır. Bu yüzden de artık son dönemlerde eski güçlerini yitiren Kemalist ve Cumhuriyetçiler karşısında laik, demokratik fikirliler karşısında toparlanıp güçlendiklerine inanmaya başlayan kesimlerin yakın zamanlarda öcünü almayı düşünecekleri tarih olarak 31 Mart’ı görebiliriz.

Bir başka deyişle eğer bugün laik, Kemalist, Demokratik kitlelerden 1909’dan bu yana yaşadıkları yenilgilerin öcünü almak düşüncesine kapılan kesimler varsa onları bu konuda tahrik edip yönlendirme de en etkili tarih olacak tarih hiç şüphesiz 13 Nisan’dır. Çünkü 31 Mart vakası şeriatçıların demokratik olmayan yönetimleri arzulayanların demokratik ulusal bir oranda laik kesimlere karşı gerçekleştirdiği son karşı devrim harekatının tarihidir. Bu nedenle laik, Kemalist, Cumhuriyetçi, demokratik görüş sahiplerinin 13 Nisan’ı yani Rumi takvimle 31 Mart tarihini ve bu tarihte yaşanan 31 Mart vakasını unutmamaları fikirdaşlarına, yandaşlarına unutturmamaları lazımdır.

Şahsi görüşüm, karşıtlarının bu tarihi yenilgiyi unutmayıp günün birinde bu yenilginin öcünü almaya mutlaka girişecekleri yönündedir. 31 Mart vakasında isyancılar karşısında hasım durumda görünüp onların saldırılarına uğrayıp şehit olan 31 Mart vakası kurbanlarını saygı ile anıyor, ruhları önünde eğilirken ruhlarınız şad olsun diyorum. Aynı şekilde 31 Mart vakası olaylarına şeriatçılar tarafından, eski rejim yanlıları tarafından kandırılarak sürüklenen ve bunun sonucunda da onlarla birlikte bir oranda tarih kurbanı olarak karışıp idam edilenlere de Tanrı’dan rahmet diliyorum. 31 Mart gibi olayların bir daha yaşanmaması bunun için de vatandaşlarımızın uyanık olması gerektiğini önemle vurguluyorum.

Her ne kadar takvim inkılabıyla getirilen yeni miladi takvimde yer alan 31 mart tarihi isim olarak Rumi takvimle aynı günü oluşturmasa da gerici kesimler, şeriatçı kesimler, hilafetçi ve saltanatçı, tarikatçı ve cemaatçi hatta Osmanlıcı kesimler daha doğrusu bu kesimlerin bugünkü kalıntıları 31 mart tarihini önemli görüp 31 mart vakasının rövanşını almak için etkiledikleri, etkili olabilecekleri siyasi partileri kullanarak genel ve yerel seçimlerdeki kendilerine taraftar olan kişileri iş başına getirmeye çalışabilirler. Bu yolda elde edecekleri başarılarla toplumumuzun laik ve demokratik, cumhuriyetçi yönetim sisteminde toplum yapısı sisteminde etkilerini ortaya koymaya çalışabilirler.

Bu yüzdendir ki laik, demokratik, cumhuriyetçi düşüncede olan vatandaşlarımızın ister genel ister yerel seçimlerde çok dikkatli olmalı, yukarıda sözüne ettiğim gruplara taviz verebilecek onların fikirlerine uygun siyaset ve icraat işleyebilecekleri, gerçekleştirmeyi düşünebilecekleri belli olan siyasal partilere, onların genel ve yerel sahada görev yapmak üzere belirledikleri adaylara destek ve rey vermemeleri ülke açısından laiklik ve demokrasi açısından faydalı olacaktır kanaatindeyim. Sonuç olarak vurgulamak isterim ki geçmişte kalan 31 Mart vakası gibi olayları yaşamamak için gerici kesimlerin, saltanatçı ve hilafetçi, tarikatçı ve cemaatçi kesimlerin etkisinde olan bu kesimlerin yönetsel açıdan etkisinin artmasına sebep olabilecek partilere ve kişilere karşı vatandaş ve seçmen olarak uyanık olmalı, seçimlerde ona göre davranmalıyız düşüncesindeyim.

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
    logo
    Bandirma Yasam En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.