Cumhuriyet döneminin cumhuriyeti hedef alan iç isyanlarına genel kaynaklarda baktığımızda şu bilgilerin verildiğini görürüz: Nasturi Ayaklanması, Şeyh Sait Ayaklanması, Koçuşağı Ayaklanması, Mutki Ayaklanması, Bicar İsyanı, Ağrı İsyanı, Zeylan İsyanı, Tunceli İsyanı, Menemen Olayı.
Bütün bu gördüğümüz iç ayaklanmalarla hedefine ulaşmaya çalışan çevrelerin cumhuriyetimizi yıkma çalışmaları Mustafa Kemal ve arkadaşlarının Türk silahlı kuvvelerinin Türk gençliğinin Türk milletinin engellemesi ile başarısızlığa mahkum edilmişler. Cumhuriyetimiz ayakta kalmayı sürdürmüştür. Menemen olayından sonra diyebileceğimiz süreçte başarıya ulaşamayacağını anlayan yukarıdaki çevreler yeraltına inip tarikatçılık, mezhepçilik faaliyetleri ve etnik kökenli dernekçilik faaliyetleri ile taraftarlarını ve kitlelerini çoğaltmaya yönelmişler amaçlarına ulaşmak için fırsat kollamaya zaman kollamaya yönelmişlerdir.
Onların bu tür çalışmaya yöneldiğini hisseden Mustafa Kemal Cumhuriyet rejiminin devamlılığının sürmesi için cumhuriyet rejiminin korunmasını Türk silahlı kuvvetlerine ve Türk gençliğine daha genel manada Türk milletine emanet edip onları bu yolda görevlendirmiş bu görevlendirmesini gençliğe hitabesi ile dile getirmiştir. Bu yüzdendir ki cumhuriyetimizin ilelebet yaşamasını sona erdirilmemesini sağlamak Türk silahlı kuvvetlerine onu oluşturan Türk gençliği ve Türk milletinin koruma çalışmalarına bağlıdır. Şunu unutmamak gerekir ki cumhuriyetimizi sonlandırmak yolunda yapılan çalışmalar aynı çevreler tarafından günümüze kadar sürdürülmekte ve sürmektedir düşüncesindeyim.
Umarım Atatürk’ün cumhuriyete tayin ettiği bekçiler olarak Türk silahlı kuvvetleri ve Türk Gençliği sürmekte olan tehlikelerin farkında ve bilincindedir. Gerektiğinde bu tehlikeyi bertaraf etme gücünü sahip oldukları asil kandan alacaklar ve bu tehlikeleri anında bertaraf edeceklerdir ve umarım onları söz konusu tehlikeler hakkın da bilinçlendirme görevini Mustafa Kemal’in verdiği Türk öğretmenleri Türk eğitimcileri gereği gibi yaparak bu tür yeni faaliyetleri sonuçsuz bırakmak konusun da Türk gençliğini ve milletini bilinçlendirmeyi başaracaklardır. Cumhuriyetimizin ebediliği bir oran da onların bu çalışmalarına muhtaçtır.
Umarım son yıllarda daha önceki yıllarda cumhuriyet ve Atatürk’e karşı uğradıkları başarısızlıklardan ders alan Atatürk ve cumhuriyet karşıtlarının düşmanlarının Atatürk ve cumhuriyet rejimine karşı Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne karşı medeni hukuk yaşamına karşı laik sistem ve düzene karşı çağdaş ve medeni eğitime karşı Türk gençliği ve Türk ordusuna karşı kazandığı yönetsel ve rejimsel başarılara karşı harekete geçerek Atatürk kaide ve ilkelerini kurduğu rejimi laik düzeni Türk gençliği başta olmak üzere Türk milleti korumayı başaracaktır.
Ne mutlu bunu başarabilecek gençliğe sahip olacak Türk milletine, “NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE” diyerek milletine Cumhuriyetine ve devletine sahip çıkabilecek Atatürkçü Türk gençliğine.
Şunu da vurgulamak isterim ki Türk milletinin ve onun devleti olan Türkiye Cumhuriyetinin Mustafa Kemal’in getirdiği laik sistemin medeni hukuka dayalı sosyal yaşamın parlamenter rejimin devamı ve bekası konusunda en büyük tehlike bazı kesimlerin getirmek istedikleri hilafet sistemi taraftarlığı, saltanat rejimi taraftarlığı, ümmetçilik zihniyeti, Arap hayranlığı, şeriata dayalı bir yönetim sistemi anlayışı, mezhepçilik gütme zihniyeti, tarikatçılık ve cemaatçilik konusunda çalışma yapacak olanlar ve onlara menfaat icabı yahut cahillikleri sebebiyle bilinçsizlikleri sebebiyle destek verip çalışmalarına faaliyetlerine katkıda bulunacak kişiler ve kitleler olacaktır kanaatindeyim.
Bunlara ilaveten Osmanlıcılık yahut ta Türk olmalarına karşı kendilerini farklı milliyet olarak kabul edip Türk milliyetçiliğine Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı mücadeleye girişen ona karşı bağımsızlık veya kendi hesaplarına imkanlar elde etmeye girişenler de devletimiz için vatanımız ve milletimiz için daha kısaca söylemek gerekirse Cumhuriyetimiz için tehlike oluşturan tehlikeli kişilerdir demek de kanaatimce yerinde bir teşhistir.
Yine ülkemiz toprakları üzerinde gözü olan ülkemiz topraklarında kendi çıkarları için menfaatler temin etmeye çalışan dış mihraklarla, kapitalist, sosyalist ve komünist yahut teokratik sistemle yönetilen devletlerle kendi çıkarları hesabına ilişki kurup kendi çıkarlarını ve menfaatlerini ön planda tutarak dış mihrakların emellerine ulaşması için faaliyet gösteren kişi ve kitleler de milletimiz ve vatanımızın bütünlüğü, devletimizin ve cumhuriyetimizin devamı için tehlike olan tehlike oluşturan kişilerdir.
Bütün bu sözüne ettiğim kişilere ve kitlelere karşı milletçe gençliğimiz ve silahlı kuvvetlerimiz başta olmak üzere mücadele etmeli onlara karşı uyanık ve tedbirli olmak zorundayız düşüncesindeyim. Umarım silahlı kuvvetlerimiz güvenlik kuvvetlerimiz gençliğimiz milletimiz gerekli uyanıklığı gösterecek, bu gibi kişilerin başarıya ulaşıp emellerine ulaşmasın fırsat vermeyecektir.