Eski mezarlık yani şehitler mezarlığı dediğimiz yer Çanakkale şehitlerine bir şehitlik düzenlemek ve burada bir Çanakkale şehitleri anıtı oluşturmak için en müsait yerdir. Çünkü burada bu mezarlığa şehitler mezarlığı adını verdiren ona ulaşan bir yola da, sokağa da şehitler yolu sokağı adını verdiren şehitler bu mezarlığa gömülmüşlerdir. At arabalarıyla veya yukarıda sözünü ettiğimiz Bandırma’daki askeri hastaneye tedavi amacıyla gelip burada vefat edip sözünü ettiğimiz mezarlığa gömülen 20’nin üstünde şehit o dönemde bu mezarlığa defnedilmiştir. Yine aynı dönemde Çanakkale’ye asker götürürken İngiliz denizaltısı tarafından torpillenip batma durumuna gelen Bandırma vapurunda boğan 250 Osmanlı askerinin de denizden toplanabilenleri muhtemelen topluca bu mezarlığa defnedilmişlerdir.
Onlara ilaveten Cumhuriyet döneminde 1944 Trak faciası denilen deniz kazasında şehit düşen 23 denizcimizde aynı mezarlığa defnedilmişlerdir. Bütün bu şehitler bu mezarlıkta bir Çanakkale şehitliği veya biraz daha geniş mahiyette Çanakkale ve Trak şehitleri şehitliği adıyla bir şehitlik düzenlenmesini gerçekleştirmesini gerektiren bir sebep değil de nedir?
Kaldı ki Bandırma’mızın da Çanakkale savaşlarına gönderdiği 380 küsur evladının şehit olduğu bunların isimlerinin bilindiği düşünülürse tüm bu şehitler adına Bandırma’nın, Bandırma’lının Bandırmalı siyasilerin mülkü yerel yöneticilerin bu şehitler mezarlığı veya şehitliği düzenlemeye yönelmesi ve bunu gerçekleştirmesi konusunda çalışmalara girişmesini gerektiren bir durum değildir de nedir? Bunun yanında 110. Yılına ulaştığımız Çanakkale Deniz Zaferinin kutlamalarının gerçekleştirildiği şehitlerinin anıldığı bu önemli günde bu şehitlere karşı görevlerindeki ihmalde, gecikmedeki durumunu kendi kendilerine izaha yönelmelidirler.
Bursa ve Balıkesir’in ve onların yanında pek çok vilayetin halkının 110. Yıl dönümü münasebetiyle şehitlere saygılarını sunmak için Çanakkale’ye şehitliklere aktığı bu sırada Bandırmalı Bandırma’daki bu şehitlerinin sahipsiz bırakılışını hem çevreye hem kendilerine nasıl izah edileceğini düşünmelidir. Bence bununla da kalınmamalı, Bandırma derhal harekete geçmelidir ve burada bir Çanakkale ve Trak şehitleri anıtı düzenleyip hiç değilse 111. Yıl kutlamalarını burada gerçekleştirerek kendi kabahatlerini gidermenin şehitlere sahip çıkmanın huzuru içinde 111. Yıl dönümünü burada kutlayıp Çanakkale şehitlerini burada anmayı gerçekleştirmeyi başarmalıdır.
Ama bugün kutlanacak olan 110. Yıldönümünde Bandırmalı sözünü ettiğim sebeplerle Çanakkale savaşlarının ve deniz zaferinin 110. Yıl kutlamasına, şehitlerinin anılmasına layık olup olmadığını kendine sormalıdır. Daha kestirme bir şekilde söylemek gerekirse Bandırmalı 18 Mart’ta Çanakkale şehitlerini gereği gibi anmayı başarabiliyor mu? Diye kendine sormalıdır.
Şunu da belirtmek isterim ki Bandırmalı, Bandırmalımız ve ülkemiz insanı yalnız şehitler konusunda yanlış değerlendirmeler yapmakla kalmamakta Çanakkale cephesi savaşları hakkında bence genel mahiyette hatalara da düşmektedir. 18 Mart kutlamalarında Çanakkale’de bir deniz zaferinden söz etmekteyiz. Oysa bu zaferin kazanılmasında Osmanlı deniz kuvvetlerinin Osmanlı donanmasının faaliyeti ve görevi yoktur. 18 martta müttefik donanmasını boğazdan geçirmeyen onları geri püskürten Osmanlı donanması, Osmanlı donanmasına mensup gemiler bu müttefik donamanın karşısına çıkıp onları yenerek zafer kazanmamışlardır.
Bu yüzden donanmamızın ve denizcilerimizin çarpışmaya katılmadığı bir zaferden bahsederken nasıl 18 Mart Çanakkale deniz zaferi diye bahsedebiliriz. 18 Mart günü müttefik donanmayı geri püskürten geçirmeyen boğazın iki yakasındaki Türk topçusunun atışları ve Çanakkale boğazını düşman donanmasına kapatan çelik ağlar ve mayınlarla oluşturulan engel bu işin başarılmasını sağlamıştır. Öyleyse 18 Mart günü kazanılan zafer topçularımızın kara askerinin zaferidir. Bu zafer dünya üzerinde görülmemiş, eşi benzeri olmayan bir zaferdir.
Yeryüzünde başka bir savaş yoktur ki kara askeri bir donanmayı yenip geri püskürtmüş, hedefine ulaşmasını engelleyebilmiş zafer kazanmış olabilsin. Deniz kuvvetlerinin olmadığı bir savaş ve zaferde şehitler arasında hemen hemen tek bir denizci bile bulunmayan şehitler hakkında nasıl deniz şehitleri diye bahsedilebilsin. Üstelik Çanakkale cephesinde kara savaşlarını da dahil edersek tek bir çarpışma ve tek bir müdafaa zaferi kazanılmamıştır. Pek çok çatışmalar pek çok zaferler söz konusudur.
Gerçi uzayan 1916 yılı içinde de süren Çanakkale çarpışmaları sırasında Osmanlı hava kuvvetlerinin Osmanlı donanmasına mensup gemilerin de rol oynadığı anlar olmuştur. Sadece donanmaya mensup gemiler değil sivil gemiler de bu savaşlarda görev almış, asker ve cephane taşımışlardır. Gerek donamaya mensup gemilerden gerek sivil gemilerden İngiliz denizaltısı tarafından atılan torpillerle yahut müttefik donanmadan atılan toplarla gerek boğazda gerek Marmara denizinde batırılan gemilerde olup da hayatını kaybeden vatandaşlarımız olmuştur ki bunların çoğu da askerlerimiz ve sivil denizcilerimiz söz konusudur. Devam edecek…