Geçmiş dönemlerdeki yerel seçimler sırasında bazı yerel siyasetçilerin adını taşıyan caminin önünde ondan bahsederek yaptıkları konuşmalarında ismini zikrettikleri bir din adamı olan gönen ilçesinde hatta çevredeki ilçelerde tanınan bir din adamı olan Mehmed Efendi’nin ilimiz içinde hatta ülke düzeyinde tam manasıyla tanınmış olduğunu söylemek abartılı bir iddia olur kanaatindeyim. Bu nedenle komşu ilçemiz gönenin önem verdiği bir din adamı olan Mehmed Efendi’nin her yönüyle tanınması için öz geçmişine bir bakmamız gerektiğini, bizim de kendi yorumlarımızla onu tanıtmamızın tanıtımına katkıda bulunmamızın doğru olacağı düşüncesindeyim.
Mehmed Efendi’yi ülkemizin başka yerlerinde olduğu gibi bazı tarikatçıların, tarikat gruplarının, bazı siyasetçilerin sanki onun fikirlerini yayıyormuş gibi göstermeye çalıştıklarını görebilmekteyiz. Aynı türden çalışmaları Bandırmamızda da Ali Rıza Bezzaz Efendi üzerinden de gerçekleştirmeye yönelen ve çalışanların olduğunu görebilmekteyiz. Şunu belirtmek isterim ki ülkemizde bazı tarikat grupları ve siyasetçiler bu tür çalışmaları yaparak kendilerine taraftar toplamaya çalışmaktadırlar. Öyle ki tarikatçı gruplar bu yolda, bu tür şahsiyetlerin mezarlarını ve yaptırdıkları veya ismini taşıdıkları camileri merkez kabul ederek etrafında toplanıp kendilerine merkez mekan yapmaya çalıştıklarını görebilmekteyiz.
Öyle anlaşılıyor ki Gönenli siyasetçiler de tarikatçılar da Gönenli Mehmed Hoca Efendi’yi bu amaçlarla kullanmaya, ismini taşıyan camiyi merkez kabul edip, propagandalarına alet etmeye yönelmiş görünmektedirler. Onların fikirleriyle uzaktan yakından alakası olmayan, olmadığını düşündüğüm Mehmed Efendi’yi kullanarak yapılacak kandırmaların ortadan kalkması amacıyla genel kaynaklardan Mehmed Efendi’yi izah ederek halkımızı bilgilendirmeye yöneldiğimizde şu bilgileri görmekteyiz:
“1903 senesinde, aslen Kırımlı olan ve Gönen’de ikamet edip geçimini çiftçilikle sağlayan Osman Efendi ve Fatıma hanımın oğlu olarak dünyaya gelen Gönenli Mehmed Efendi, hafızlığını bu ilçede tamamladı. Hafızlığını ikame ettikten sonra ilim merkezi İstanbul’a gelen hoca efendi, Serezli Ahmed Şükrü Efendi’den kıraat ilminde eğitim görerek 1925 senesinde icazet aldı.
Gönenli Mehmed Efendi ilim tahsiline Medresetü’l-İrşâd’da devam ettiği sıralarda medreselerin kapatılması üzerine, hayata geçirilmiş olan İmam-Hatib okuluna girerek buradan 1927 senesinde mezun oldu ve imamlık vazifesine başladı. Bu yıllarda soyadı kanunu çıkınca Gönenli Mehmed Efendi “Öğütçü” soyadını aldı; fakat memleketine nispetle “Gönenli” şeklinde anılmaya devam etti.
Evvelâ memleketi Gönen’in merkez camiine atanan hoca efendi bu vazife üzereyken vatani görevini yapmak üzere vazifesinden geçici olarak ayrıldı. O zaman 3 sene olan askerlik vazifesini tamamladıktan sonra İstanbul’da; Hacı Kaftanî, Dülgerzâde, Hacı Hasan Camilerinde imamlık vazifesini ifa etti. Gönenli Mehmed Efendi 1954 senesinde atandığı Sultan Ahmed Camii’nde 28 seneden fazla görev yaparak 1982 senesinde emekliye ayrıldı. Bu arada 1976 senesinde, Reisülkurrâ Üsküdarlı Ali Efendi’nin vefatı üzerine Reisülkurrâ makamına vasıl oldu.
Gönenli Mehmed Efendi 1940-1980 seneleri arasında pek çok Kur’an-ı Kerîm kursunun açılmasına öncülük etti; birçok kursta vazife yaptı. Talebe bulmanın zor olduğu dönemlerde talebelerin eğitim masraflarının karşılanması konusunda büyük gayret gösterdi. Üçbaş Camii Kur’an Kursu, Hacı Hasan Camii Kur’an Kursu, İmaret-i Atik Camii çevresinde bulunan Kur’an Kursu ve Hırka-i Şerif Camii’nin hemen yakınında bulunan Akseki Mescidi yanındaki Hırka-i Şerif Kur’an Kursu, onun sayısız hâfız yetiştirdiği başlıca Kur’an-ı Kerîm kurslarıdır.
Gönenli Mehmed Efendi, kıraat ilminde reislik mertebesine erişmiş büyük bir âlim olduğu gibi, halkın anlayabileceği seviyede vaazlar da verebilen, vazife yaptığı dönemde son derece ihtiyaç duyulan dinî sohbetlere ağırlık veren bir âlimdi. Kadınların dinî, ahlâkî ve ilmî gelişimine de oldukça önem veren hoca efendi, onların bilinçlenmesi ve Kur’an-ı Kerîm’i öğrenmeye ve hafızlığa yönelik ilmî faaliyetlere dâhil olmaları konusunda büyük hizmetlerde bulundu.
Gönenli Mehmed Efendi, bizzat yönettiği hayrî hizmetlerin yanı sıra Kızılay gibi hayır kurumlarının çalışmalarına da destek verdi. Halkı, bu çalışmalara destek verme konusunda vaazlarında ve sohbetlerinde bilinçlendiren Gönenli Mehmed Efendi, halkın problemleriyle her daim yakından ilgilendi. Adına kurulan vakıflar yoluyla başlattığı hizmetler devam etmekte, Kur’an-ı Kerîm öğretimi ve onun adının verildiği Kur’an-ı Kerîm ve Kıraat kurslarında aşere, takrib ve tayyibe öğretimi sürdürülmektedir.
2 Ocak 1991 senesinde vefat eden Gönenli Mehmed Efendi, Fatih Camii’nde, kendisinden sonra Reîsülkurrâ makamına vasıl olan Abdurrahman Gürses Hoca Efendi’nin imamlığında, büyük bir cemaatin iştirakiyle eda edilen cenaze namazının ardından Edirnekapı Sakızağacı şehitliğine defnedildi.”
Umarım bu bilgilendirmeler ışığında halkımız bilgilenip siyasetçilerin kandırmalarından uzaklaşırlar. Şunu da vurgulamak isterim ki Mehmet efendi gibi bazı tanınmış din adamlarının isminden ve ona mal ettikleri bazı anlatımlardan istifade ederek taraftar kazanmaya çalıştıkları gibi bazı tarikat gruplarının temsilcileri olan yahut üyeleri olan kişiler de kendilerine taraftar toplamak , taraftar kazanmak amacıyla Mehmed Efendi gibi şahsiyetlerin isminden yaptıkları icraatlardan, bıraktıkları yazılı eserlerden hatta onun olmamasına rağmen ona mal ettikleri bazı anlatım ve hadislerden istifade etmeye çalıştıkları hal tabiriyle onun adını kullanarak taraftar kazanmaya çalıştıklarını görmemiz mümkündür düşüncesindeyim.
Aynı davranışları Bandırmamız çapında da tekke camii denilen camimiz etrafında yine bandırmamızda pek çok hayır eserleri bırakmış, zamanında tekke camiinin bulunduğu yerdeki tekkesinde irşatlarda bulunmuş, hacı Ali Rıza Bezzaz Efendi’den de siyasetçilerin ve bazı tarikat üyelerinin istifade etmeye, kendi siyasetleri ve tarikat kaideleri etrafında taraftar kazanmaya çalıştıklarını da söyleyebiliriz kanaatindeyim. Bu tür davranışlara karşı halkımızın Gönenli Mehmed Efendi gibi Hacı Ali Rıza Bezzaz Efendi gibi kişilerin öz geçmişlerini gerçekçi kaynaklardan okuyup öğrenmelerinin bu şahsiyetleri ona göre değerlendirmelerinin daha doğru olacağı kanaatindeyim. Böyle yaptıklarında bazı siyasetçilerin ve tarikatçıların kendilerini kandırmalarını önlemiş, onların kendilerinden menfaat temin etmelerini önlemiş olacakları görüşündeyim. Umarım halkımız sözüne ettiğim davranışı gösterip daha tutarlı daha gerçekçi bilgilere kavuşmuş olurlar.