SON DAKİKA
Hava Durumu

Menemen Olayında İrticai Grupların Rolü

Yazının Giriş Tarihi: 27.12.2022 00:07
Yazının Güncellenme Tarihi: 26.12.2022 23:17

23 Aralık günü Türkiye Cumhuriyeti tarihinde önemli bir olayın yıldönümünü yaşamış olduk. Toplumumuzda pek çok kimse önemli dediğim ve önemli gördüğüm bu olayın ne olduğunun belki de farkında bile olmamıştır. Ama yine de 23 Aralık tarihinin Mustafa Fehmi Kubilay’ın, Bekçi Hasan ve Şevki Bey’lerin Gericiler denilen Çember Sakallılar denilen bir grup insanın yarattığı irticai ayaklanma sırasında şehit edilişlerinin 92. yıldönümü olduğunun farkındadırlar.

Evet değerli okurlarım 1930 yılının 23 Aralık’ın da başlarında Derviş Mehmet denilen Çember Sakallı tarikat mensubu bir şahsın bulunduğu bir avuç gerici tarikat mensubu İzmir’in menemen ilçesinde bir ayaklanma başlatma denemesinde bulunmuşlardır. Menemen Müftülük Camiinin bünyesinde harekete geçen camideki yeşil bayrağı alıp bir sırığa takarak cami önünde tekbirler getirerek şeriat istediklerini belirten eli silahlı bu kitle Menemen İsyanı denilen gerici faaliyetini resmen başlatmışlardır.

Türkiye Cumhuriyeti tarihinde eski rejim taraftarlarının hilafet ve şeriat yönetimi isteyenlerin bu tür yönetimlerden nemalanan tarikatçı yobaz softaların onlarla aynı düşüncede bulunan kişilerin çıkarttığı ikinci ve önemli bir isyan harekâtı olan Menemen Olayı bu şekilde başlamıştır. Derviş Mehmet’in başında bulunduğu grup aslında Menemen’li değildir. Ama isyan başlatmak istedikleri yer olarak Menemen’i seçmişlerdir. Bu seçiş tesadüfîmidir? Yoksa bu bir avuç gericiyi yönlendiren perde gerisindeki mihrakların tespit etmesi neticesi midir? Dün olduğu gibi bugün de kesinlikle belirtilebilecek bir durum değildir. Hatta bu grubu bu işe yönlendiren mihrakların iç mihraklar mı, dış mihraklar mı olduğu hiçbir zaman kesin olarak belirlenememiş ve belirtilememiştir. Onların hangi amaçla hareket ettiğini bile anlamak mümkün olmamıştır.

Şartlanmış gerici yobaz kafaların yaptığı bu isyan denemesini hilafetçilerin, tarikatçıların, şeriatçı grupların kabaca irticai grupların, gericilerin yaptığını söyleyen iddia eden çevreler olduğu gibi bu faaliyeti o zamanın tek parti yönetiminin gerici grupları imha etmek için bir bahane yaratmak amacıyla bu icraatı yaptırdığını söyleyen çevrelerde, iddia eden çevrelerde görülmüştür. Bu iddiaların ikiye bölünmüşlüğünün sebebi Cumhuriyetçi ve Atatürkçülerle onlara karşı olanların bu olaya farklı açıdan bakmaları olduğu muhakkaktır.

Menemen İsyanı veyahut Kubilay Olayı dediğimiz bu isyan hareketinde hedef alınan Cumhuriyet sisteminin devrilip yerine şeriatçı dine dayalı bir devlet istemek olduğu ortadadır. Hedeflenen laik Türkiye Cumhuriyeti devletinin Kemalist sistemin ortadan kaldırılmasıdır. Öyle ise bunu yapanların kim olduğu gün gibi aşikârdır. Bu olayı gerçekleştirenler şüphesiz daha önce de belirttiğim gibi hilafetçiler, feodal rejim yanlıları, şeriat düzeni isteyenler ve tarikat mensuplarıdır. Bunların arkasında onları destekleyen dış mihrakların İngiltere, Fransa başta olmak üzere Avrupalı Hristiyan Devletler belki de ABD olabilir. Bu o kadar önemli değildir.

Çünkü bu dış mihraklar Cumhuriyet rejimini, Kemalist ve laik sistemi yıkmak için sürekli hazır bir tehdit unsuru olan bu irticai gruplara destek vermiş olmaları fazla bir önem ifade etmez. Önemli olan bu irticai grubun yarattığı tehdittir. Nasıl Fatih Sultan Mehmet’e kadar Bizans’ın elindeki İstanbul Osmanlı İmparatorluğu için devleti için sürekli bir iç tehdit özelliğini taşımışsa bu irticai grup veya gruplarda Laik, Kemalist Türkiye Cumhuriyeti için aynı özellik ve durumu göstermişlerdir. Nasıl Bizans Osmanlı düşmanı yabancı devletlerle ve Osmanlı merkezi yönetimine baş kaldıran iç unsurlarla ortak hareket etmeye her zaman hazır olmuşsa bu irticai grup da yani halifeciler ve Osmanlıcılar, şeriatçılar, tarikatçılar da Türkiye Cumhuriyeti için aynı özelliği göstermişlerdir. Nitekim bu grup Şeyh Sait Ayaklanmasına iştirak ederken hem Türkiye Cumhuriyeti’nin dış düşmanı Avrupa Devletleriyle başta İngilizlerle hem de Türkiye Cumhuriyeti’nin iç düşmanı Ayrılıkçı Kürtlerle işbirliğine gitmekten çekinmemişlerdir. Bu nedenle Menemen İsyanı’nda da bu isyancıların müttefiki olan ama bu güne kadar gizli kalmayı başarmış Türkiye Cumhuriyeti düşmanı iç ve dış mihrakların olduğunu düşünmekteyim. Menemen Olayı yer olarak Menemen’de gerçekleşirken aslında bu olaya sahne olması düşünülebilecek en son yerlerden biri Menemen ilçesi olmalıydı düşüncesindeyim.

Çünkü Menemen ilçesi yaşadığı Yunan İşgalinde pek çok zulüm ve mezalim görmüş bir ilçe durumundaydı. Kurtuluş Harbi başlarında Kuvayi Milliyecilerden direniş gören bir grup Yunan kuvvetinin Menemen de gerçekleştirdiği bir katliam olayı söz konusu idi. Böyle bir katliama uğrayan pek çok şehitler veren bir ilçenin kendisini bu durumdan kurtaran Mustafa Kemal ve arkadaşlarının, Türk Silahlı Kuvvetlerinin ortaya koyduğu Cumhuriyet Rejimine Kemalist ve Laik sisteme sadık kalıp irticai bir ayaklanmaya anında tepki göstermesi gereken bir yerleşim yeri olması gerekirdi. Devam edecek…

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
    logo
    Bandirma Yasam En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.