güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

Mezhepçilik, Tarikatçılık ve Cemaatçilik Milliyetçilik ve Ümmetçilik Fikirlerine Uygun Değildir

Yazının Giriş Tarihi: 21.10.2023 00:10
Yazının Güncellenme Tarihi: 20.10.2023 18:42

Özellikle son 20 yıllık dönemde kıyafet devrimi tekke ve türbelerin kapatılması tarikat ve cemaat faaliyetlerinin yasaklanmış olması, şeyhlik, dervişlik, müritlik gibi lakap ve durumların yasaklanmış olması gibi özellikler tamamen göz ardı edilmiş, kapanan türbelerin bir kısmı ziyarete açıldığı gibi yaratılan yeni türbeler adeta açıkça faaliyet gösteren tarikat ve cemaatler, hilafet ile birlikte kaldırılan giyim ve kıyafetlerin tekrar hortlaması gibi durumlar ülkeyi yavaş yavaş Osmanlı dönemine döndürürken tarikatçılık, cemaatçilik, şeriatçılık adeta açıkça faaliyete sokulmak üzere çalışmalar sergilemeye başlamışlardır. 

Bunun sonucunda bugünkü toplumumuzda Nurcusuyla, Süleymancısıyla, Nakşibendicisiyle, İsmail Ağacısıyla, Menzilcisiyle, Uşakisiyle, Cübbeli Ahmetcisiyle ve daha pek çok cemaatiyle dinsel açıdan parçalanmış laik görüntüsünü yitirmiş, toplumumuz ortaya çıkmıştır. 

Şurasını da unutmamak gerekir ki mezhepçilik, tarikatçılık, cemaatçilik faaliyetleri devlet için, millet için olduğu kadar İslam dünyasının birlik ve beraberliği açısından da ümmetçilik zihniyeti diyebileceğimiz bu birlik zihniyeti açısından da tehlikeli gruplaşmalar anlayışlardır düşüncesindeyim.

Bu arada şunu da söylemek isterim ki bu mezhepçilik, tarikatçılık cemaatçilik kavramlarını milletimizin ulusalcılık, milliyetçilik zihniyetini yitirmesini de getirmiştir. Bunun sonucu olarak ülkemiz insanında özellikle Sünni toplumumuzda bir Arap hayranlığı doğmuş, aydın kesimlerimizde bile ulusalcılığı, milliyetçiliği ret etme, ümmetçilik zihniyetçiliğine bağlanma doğurmuştur.  Öyle ki bugün vatandaşlarımızın çoğuna kabaca sen nesin diyerek sorduğumuzda alacağımız cevap “Ben İslam’ım” kelimesi olmuştur.

Bir dine ait olmayı milliyet kabul eden İslam toplumunu milli bir toplum kabul eden bu anlayış özellikle son yıllarda toplumumuza hekim olmuştur. Oysa bu anlayış yanlıştır. Sosyolojik terim olarak millet kavramı bir dine mensup gruplara değil aynı ırktan olan insan topluluklarına verilen bir addır.

Ne yazık ki millerimizde İslam olmayı milliyet kabul etme anlayışı fazlalaşmış, Artmıştır. Bu durum bizi Osmanlının dış siyaset olarak kabul ettiği bir anlayışa sahip kılmış ve dünya üzerindeki farklı İslam toplumlarının yaşadığı huzursuzluklarla ilgilenen, özellikle Arapların İsrail’le yaşadıkları çatışmalarla, sorunlarla ilgilenmeye götürmüştür.

Bu nedenle olsa gerektir ki bir Arap sorunu olan Filistin sorunu sanki bizim sorunumuzmuş gibi kabul etmeyi getirmiştir. Bu nedenledir ki son günlerde yaşanan Hamas-İsrail çatışması devletimizin dış siyasetini hatta iç siyasetini kaplamış gözükmektedir.

Bu kaplayış o kadar etkili bir hal almış gözükmektedir ki devletimizin varlığını, mevcudiyetini oluşturan cumhuriyet rejimimizin kabul edilişinin 100. Yılının kutlanmasını unutturacak hale gelmiş gözükmektedir.

Bu nedenle olsa gerektir ki cumhuriyetimizin 100. Yıldönümüne tekabül eden önümüzdeki 29 Ekim Cumhuriyet Bayramımızın kutlanmasını, cumhuriyetimizin 100. Yıldönümünün gereği yapılması beklenen etkinlikler ve seremoniler bile Filistin ve Gazze sorunları nedeniyle etkilenecek, belki de bu kutlama seremonilerinin önemli bir kısmı iptal edilecek gözükmektedir.

Umarım mezhepçilik, tarikatçılık ve cemaatçilik nedeniyle kaybetmeye başladığımız Türkçülük, Türk milliyetçiliği gibi mefhumlar ortadan kalkmaz. Arap değil Türk olduğumuz İslam olmanın bu kavramları inkar etmemizi Araplaşmamızı doğurmaz.

Sonuç olarak belirtmek isterim ki mezhepçilik, tarikatçılık, cemaatçilik milliyetçiliği ortadan kaldıran çalışmalar ve fikirler olduğu gibi gruplaşmaları getirdiği gibi İslam birliğinin sosyolojik kavramla ümmetçiliğin de düşmanı çalışmalar ve fikirlerdir.

Umarım milletçe bu kavramlara değer ve önem vererek milli birliğimizi yitirmeyiz ve bir millet olarak yarattığımız ve yaşadığımız cumhuriyet rejimimizin 100. Yıldönümünü 29 Ekim Cumhuriyet Bayramımızı olması gereken önem ve seremonilerle kutlamayı gerçekleştiririz.

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.