SON DAKİKA
Hava Durumu

PEYGAMBERLER TARİHİ

Yazının Giriş Tarihi: 18.12.2020 21:49
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.12.2020 21:49

ÜZEYİR PEYGAMBER

Üzeyir Peygamber İsrail oğullarına mensup bir peygamberdir. Bu peygamberin İsrail oğullarının filistinden uzaklaştırıldığı dönemlerle yaşadığı yolunda bilgi mevcuttur. Bu peygamberi ismi hem kendisini hem de mensubu olduğu İsrail oğullarını orta Asyalılara bir başka deyişle Türklere Akrabalığa götüren çağrışımlar yapması söz konusudur. Çünkü üze kelimesi Türklerde ve orta Asyalılarda geçmiş kökenleri ataları dile getirmelerinde kullanılan bir kelimedir. Aynı üze kelimesi Mekke kureş kabilesinde büyük puta verilen isimdir. Bu kelime kureyşlileri orta Asyalılara bağladığı gibi yaptığını çağrışımla Üzeyir peygamberi ve İsrail oğullarını kureyşlilerede bağlayabilir. Bu duruma şaşmamak gerekir. Çünkü İsrail oğulları atası kabul edilen İshak peygamberde kureyşlilerde görülen İsmail peygamberde kardeştirler. Üstelik iki kardeş Peygamber daha önce Türk kökenli Turanlı kökenli olduğunu belirttiğimiz İbrahim Peygamberin oğullarıdır. Üzeyir peygamberi Yahudilere ait kılan tipik bir hayvan motifide onun yanında görülmesi olgusu mevcuttur bu peygambere ait olay veya olaylarda onun bineği olarak dile getirilen hayvanın eşek olması onun Yahudilere dahil bir kimse olarak daha kuvvetle belirtir. Çünkü Yahudi toplumunun kullandığı genel binek Eşektir. Yahudiler genelde savaş bineği olan Atı kullanmayıp Eşeği kullanmaktadırlar. Bence bunun sebebi genelde fakir çöllerde bir toplum olan Yahudilerin attan daha kolay bakılan ve az yiyecekle beslenen eşeği ata tercih etmeleridir. Belki de Yahudileri egemenliği altına olan mısırlılar ve orta doğulular onları               hakir gördüğünden onların at kullanmasına izin ve imkan vermemişlerdir. Üzeyir peygamberin  hakkında verilen bilgiler onu Anadolu kültürleriyle bağlantılı kılan rivayetler olduğunu da düşündürebilir. Nitekim Üzeyir peygamber hakkında anlatılan uyuyup bir asır sonra uyanması şeklinde dillendirilen rivayet onu Urfa çevresinde dillendirilen yedi uyurlar efsanesi ile aynı olguda gösteren bir durumdur. Çünkü bu iki efsane birbirine yakın yerleşim yerleri veya arazilerde geçmiş olarak gösterilmektedir. Bu iki efsane arasında farklı olan tek şey geçtiği zaman dilimlerinin farklılığı ve bu zaman dilimlerindeki geçerli olan dinlerin farklılığıdır. Bu uyuma olayı efsanesi hakkında daha detaylı bilgi vermeden önce genel kaynaklardan Üzeyir peygamber hakkında onun yaşayışı ve yaşamı hakkında bilgilere baktığımızda şunları görürüz.

Hz. Süleyman, Mescid-i Aksa'yı yaptırdıktan sonra Tevrat, "On Emir", diğer emanetler ve içinde "On Emir"in yazılı olduğu levhaların bulunduğu Tabut-u Sekîne'yi, yani "Kutsal Ahit Sandığı"nı bu mabedin bir odasına koydurmuştu. Hz. Süleyman'ın vefatından sonra Yahudiler, iki devlete ayrıldı. 10 kabile, İsrail Devleti'ni, diğer 2 kabile de Yahuda Devleti'ni kurdu.

İsrail Devleti, M.Ö. 721'de Asurîler tarafından yıkıldı. M.Ö. 586'da da Babilliler, Yahuda Devleti'ne son verdiler. Asûrîler, Babil'i işgal etti. 587'de Asûrî hükümdarı Buhtunnasar, Kudüs'ü yakıp yıktı. Yahudilerin bir çoğunu öldürdü.[8]

II. Nebukadnezar (Buhtunnasır, Nebucco); Beytü'l-Makdîs'i yıktığı zaman, İsrailoğulları'nın Tevrat okuyanlarından ve bilginlerinden öldürdüğü 40.000 kişi arasında, Hz. Üzeyir'in babası ve dedesini de vardı. O sırada, küçük bir çocuk olan Hz. Üzeyir, yaşından dolayı öldürülmekten kurtuldu. Kendisinin, Tevrat okuduğunu bilmiyorlardı. İsrailoğulları'ndan alınan esir çocuklarla birlikte, o da, Bâbil'e götürüldü.

İşgal, yakıp yıkma hengâmında, o zamana kadar bozulmadan muhafaza edilen Tevrat da yakılıp yok edilmişti. Bu gerçek Tevrat, çok büyük olup hiç kimse ezberleyememişti. Ancak, Hz. Üzeyir ezberlemişti. Zaten kavminin içinde bilgin bir kimse olarak bilinmekteydi. O, sürgün ve yıkım esnasında bile insanlara moral vermeye çalışarak, içinde bulundukları sıkıntıların birgün sona ereceğini söyledi ve dertlerine derman olmaya, teselli vermeye çalıştı.[2]

Buhtunnassar'dan sonra Keldani Devleti, bir süre daha Babil'de hüküm sürdü. Sonra Keyaniyen, İran'da kurulan Keldani Devleti'ni yıktı. Böylece İsrailoğulları, hürriyete kavuşup Kudüs'e döndüler.[9]

İsrailoğulları, Beytülmakdis'e döndükleri zaman, yanlarında Tevrat yoktu. Çünkü, Beytülmakdis'te bulunan şeyler alınırken, Tevrat da, ellerinden alınıp yakılmış ve yok edilmişti. (Ya da kaybolmuştu) Yüce Allah, İsrailoğulları için, Tevrat'ı, yenilesin ve bu, kendileri için de, bir mucize olsun diye Hz. Üzeyir'i gönderdi. O da, onlara, Tevrat'ı okuyup yazdırdı, ve: “Tevrat, işte, budur!” dedi. İsrailoğulları; Tevrat'taki helalleri, haramları, yeniden öğrenmiş oldular ve Hz. Üzeyir'e de, hiç bir kimseye göstermedikleri sevgiyi gösterdiler. O da, onları, düzeltti.[10] Bu olay, şu kıssayla anlatılır:

Hz. Üzeyir, merkebi ile Kudüs'e giderken, yol üzerinde bir köye uğrar; ama, köy, köy olmaktan çıkmış, bir düşman istilası sonucu tam bir vahşet sergilenmiştir. Bunu gören Hz. Üzeyir, büyük bir yeis içinde iken, halisane niyetle de olsa, büyük bir gaf yaparak, şöyle demiştir."Taş taş üstünde kalmamış, bu hayattan eser kalmayan yeri Allah nasıl ihya edecek, nasıl diriltecek? Acaba ben görür müyüm? Yahut giden gelir mi? Bunun ihyasına ümit yok?" diyordu.(Bakara-259)

Allah, bu hatasının cezası olarak, ve nasıl ihyaya kadir olduğunu, numune olarak Hz. Üzeyir'e 100 sene süren bir ölüm müddeti sonunda tekrar diriltti ve; "Ne kadar kaldın?" diye sordu. Hz. Üzeyir, "Bir uyku kadar, bir gün, yahut bir günün bir kısmı kadar kaldım." dedi. Cenab-ı Hak, merhameten hakikati anlatıp; "Hayır, tam yüz sene kaldın. Bak kudretimin, sana ufak bir nişanı, seni ecelin geldiği için öldürmedik, seni sırf nas'a (insanlara) aşikar görünür bir ayet, bir delil olsun diye, öldürüp dirilttik. Kemiklere bak, onlara nasıl et giydiriyoruz." (Bakara 259) [11]

Hz. Üzeyir, uyuduğu zaman sabah vakti idi, uyandığında ise güneş batmamıştı. Ancak geçen zaman, 100 yıldı. Bu arada Buhtünnasr ölmüş, bütün esirler serbest kalarak Kudüs'e dönmüşlerdi. Mescid-i Aksâtâmir edilmiş ve bütün şehir, tekrar mâmur hâle gelmişti.[12]

Merkebine binen Hz. Üzeyir, Kudüs'e gitti. Ancak, her şey ve insanlar değiştiği için kimseyi tanımadı. Yaşadığını tahmin ettiği mahalleye gitti. Orada çok yaşlı bir kadın bulunmaktaydı. Kadına, Üzeyir'in evini sordu. Kadın, evi gösterdiği gibi, Üzeyir'in hizmetçisi olduğunu da söyledi ve çoktan kayıp olduğunu bildirdi. Hz. Üzyir, kadına Üzeyir'in kendisi olduğunu söyledi. Kadın mucize isteyince de Cenâb-ı Hakk'ın izniyle kadının gözlerini iyileştirdi.

Hz. Üzeyir'in mucizesiyle iyileşen kadın, gidip yakınlarına haber verdi. Bu arada, Hz. Üzeyir'in oğulları ve akrabaları çevresine toplandı. Hz. Üzeyir, oğluna göre çok daha genç görünmekteydi. Oğlu ve akrabalarına kendisini tanıttı. İnsanları hidâyete dâvet etmek için, sadece kendisinin ezbere bildiği ve yıllar öncesinden yok edilmiş bulunan Tevrat'tan âyetler okumaya başladı. Yazmayı bilenler okunanları kayda geçirdiler. Bu arada, çok yaşlı birisi yanlarına yaklaşıp dedeleri tarafından Tevrat'ın kendi üzüm bağlarının bulunduğu yerde toprağa gömüldüğünü, ancak, tarlalarının neresi olduğunu bilmediğini, tarlanın yerini bilen varsa söylemelerini istedi. Bunun üzerine, topluluğun içinden yeri bilenler ayrılarak söz konusu yere gittiler. Kazı sonucu yaşlı adamın dediği gibi, Tevrat'ı buldular. Bulunan Tevrat'ın âyetleri ile Hz. Üzeyir tarafından okunan ve yazılmış bulunan âyetlerin aynı olduğu müşahede edildi.[2] Hz. Üzeyir, Yüce Allah tarafından rûhukabzolununcaya kadar, Kudüs'te İsrailoğulları'yla beraber oturdu.[10]

Hz. Üzeyir, epey zaman Kudüs'te oturdu ve halk, kendisine çok muhabbette bulundu. Kudüs, tekrar mamur edildi. 40 yıl daha yaşayarak 100 yaşında iken vefat etti.

Hz. Üzeyir'in "Tevaim Azra" ya da "Uza" adında bir kardeşi vardı. Tevaim Azra, 200 yaşında iken kardeşi ile beraber aynı gün öldü. Birlikte ölümlerinde muhakkak ki bir sebep ve hikmet vardı.

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
    logo
    Bandirma Yasam En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.