Daha önce de belirttiğim gibi bu tür yöneticilerin geçmişte bu düşünce ve davranışları nedeniyle Vahdettin örneğinde olduğu gibi yahut son dönemin liderlerinden Saddam Hüseyin, Muammer Kaddafi, Nikolay Çavuşesku gibi yöneticilerin hem kendilerini hem yönettikleri ülkeleri zor duruma, perişan olma durumuna getirmelerini de görmek mümkündür. Bu yüzdendir ki en küçüğünden en büyüğüne başında kendini çoban sayan bir yöneticinin bulunduğu topluluk felakete uğramaya aday bir topluluktur düşüncesindeyim.
Nitekim başında kendisini çoban sayan bir aile reisinin bulunduğu aile nasıl perişan olmaya adaysa başında kendisini çoban sayan yöneticilerin bulunduğu şirketler de devletler de bence felakete uğramaya aday topluluklardır düşüncesindeyim. Bu nedenle toplulukların artık hanedan yönetimlerinin ortadan kalktığı dünyamızda başlarına yönetici olarak kendisini çoban sayan, çoban gözüyle bakan, çoban kabul eden yöneticileri getirmemeye dikkat etmesi es kaza getirdiyse onlara desteklerini çekip onlardan kurtulması gerekir kanaatindeyim. Aksi taktirde kendilerinin demokrasi yaşamından uzaklaşacakları gibi felakete uğramaya aday topluluklar olacağını da söyleyebilmek mümkündür düşüncesindeyim.
Yukarıda belirttiğim hayvancılıkla iştigal eden topluluklara mensup bireylere yahut gerçekten hayatının bir bölümünde çobanlık yapmış olan bireylere çoban tabirinin kullanıldığı da görülebilmektedir. Bu özellikteki bireylerden bazıları daha sonra yönetici olsalar bile çevre toplulukların hatta kendi toplulukları mensuplarının çoban tabirini kullandıklarını görmek mümkündür. Nitekim ilk çağ mısır tarihinde kabileleri çobanlıkla iştigal ettiğinden mısır yönetimine sahip olup tahta oturan bazı krallara çoban krallar dendiğini bilmekteyiz. Hatta kuruluş devrindeki Osmanlı yöneticilerine binaen onlardan bahseden çevre yöneticilerin keçi çobanı tabirini de tarihi kaynaklarda görmek mümkündür. Bunun en güzel örneğini son dönem için ülkemizde başbakanlık ve cumhurbaşkanlığı yapmış Süleyman Demirel’e çoban sülü denmesinde görmekteyiz. Ancak sözünü ettiğim bu gruptakiler kendilerini çoban kabul etmemekte yönetimleri altındakilere sürü gözüyle bakmamaktadırlar. Onlara verilen çoban lakabı kendilerinin kendilerini çoban kabul etmesine dayanmadığı gibi halka da sürü gözüyle bakmasını getirmediğinden kendileri ve yönettikleri toplum için tehlike yaratacak bir durum ve özellik değildir düşüncesindeyim.
Bu yüzden gerçekten çobanlık yapmamış veya başka toplulukların yahut kendi topluluğunun çoban lakabını takmadığı yöneticiler eğer kendilerini çoban kabul ediyorsa, kendilerinden çoban diye bahsediyorsa halka sürü gözüyle baktıklarını söylemek mümkündür düşüncesindeyim. Bizler birey olarak, topluluk olarak gerçek çobanı ve kendisini çoban sayan bireyleri birbirinden ayırt etmeyi öğrenmeliyiz. Gerçek çobanlık mesleğine saygıyla bakarken ondan toplumsal açıdan toplumun zarar görmeyeceği muhakkaktır. Ama kendini çoban kabul edip yönettiği kitleye sürü gözüyle bakan yöneticiden toplumumuz açısından büyük zararlar verilebileceğini özellikle toplumun kendi kendisini idare etmesi demek olan demokrasi idaresinin büyük zarar görebileceğini unutmamamız gerektiği düşüncesindeyim.
Şunu da vurgulamak isterim ki demokrasilerin temeli olan seçimlerde seçmen olan vatandaşlarımızın kendilerini sürü kabul edip, sürü davranışı göstererek başlarına çoban olsun diye birini seçme yoluna gitmemeleri mutlaka gereklidir. Bunun aksine kendileriyle fikir alışverişi yaparak toplumun fikirlerine değer verecek yöneticiler seçmeye dikkat etmeleri şart olmalıdır. Bir başka deyişle vatandaşların, insanların sürülerdeki canlılar gibi davranıp alıştıkları atalarından getirdikleri özel alışkanlıkları sürdürerek atalarının zihniyetiyle davrandıkları bir şekilde seçimlerde oy kullanmayı bırakmaları işbaşına getirdikleri yöneticileri birey olarak kendileri için değil toplum olarak toplumları açısından fayda sağlamayan çalışmalar gösteren yöneticileri seçmekten vazgeçip yeni yöneticiler denemeye yönelmeleri şarttır kanaatindeyim. Kısacası demokrasi gereği yapılacak seçimlerde vatandaşlarımızın kendilerini sürü bireyi görüp sürü davranışı göstererek seçimlere bu görüşle katılmamaları aksine kendilerinin bir birey olduğunun farkına varmaları gerekir kanaatindeyim.
Bunun sonucu olarak da gerçek çobanların sürüyü peşinden sürüklemek için bir tutam ot uzatıp istedikleri yöne çevirmesi örneğinde olduğu gibi toplumu oluşturan vatandaşların da iş başındaki yöneticilerin kendilerine sağladıkları özel hatta geçici mükafat ve menfaatlere aldanıp onların peşinden gitmek demek olan girecekleri seçimlerde onları seçip onların kendilerini sürü görmelerini devam ettirmemeleri gereklidir kanaatindeyim. Kısacası günümüz toplumunu oluşturan vatandaşların kendilerini sürü görmekten yöneticilerimiz de yönetimleri altındaki kitleyi sürü görmekten vazgeçmelidir düşüncesindeyim.
Umarım gerçek çobanları gözümüzün önüne getirip yöneticilerimizin bize onlar gibi davranıp bizi sürü görme davranışına yönelip yönelmediklerinin farkına varırız. Eğer yöneticilerimiz bizi sürü görüyorsa onları değiştirip sürü olmadığımızı onlara gösterme icraatını gerçekleştirebiliriz. Yoksa bu yöneticilerimizin bizi sürü kabul edip aldatarak menfaatimize olmayan hatta toplum olarak zararımıza olacak icraatlarını ortadan kaldıramayız. Umarım toplumumuz gelecek seçimlerde bizi sürü gören sürü gördüğünü hissettiğimiz yöneticilerimize yahut bu yöne yönelen yöneticilerimize aldanıp sürü olmaya devam etmeyiz.