Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan Süleyman devirlerinde İran’da kurulan Şii ağırlıklı Türk devletleriyle mücadeleye başlanmasından sonra Asya sahasındaki Türk gruplarıyla batı Türklerini temsil eden Osmanlının alakası kesilmiştir. Buna biraz İran yönetimi sebep olurken biraz da Osmanlı hanedanının yönünü batıya çevirmiş olması durumunda aramak doğru olacaktır kanaatindeyim.
Gerçi yukarıdaki anlatımlarda Osmanlıda yardım isteyen kurulmuş bulunan bu sahadaki Türk cumhuriyetleriyle ilgilenmeler olmuştur. Bu ilgilenen hükümdarların başında 2. Abdülhamid gelmektedir. Ne var ki 2. Abdülhamid’in bu sahalardaki cumhuriyet kurmalarla ve bu bölgelerdeki Türk gruplarıyla ilgilenmesi onların Türk olmasıyla alakalı değildir.
2. Abdülhamid Osmanlı topraklarından koparılan topraklarda siyasi sahadaki hakimiyetini yitirince üzerindeki halifelik hak ve hukukunu İslam toplumlarında tanıtarak kendi hakim olma durumunu genişletmek amacıyla İslam topraklarındaki İslam halkla veya kurulan İslam yönetimleriyle ilişki kurarak oluşturmak veyahut oluşturduğu otoriteyi korumak maksadıyla bu bölgelerle ilişki kurup yardımlaşmaya çalışması şeklinde görünümler ortaya çalışmasından ibarettir.
Daha kısa söylemek gerekirse 2. Abdülhamid ve ondan önceki ve sonraki Osmanlı yöneticileri bu sahalardaki bağımsızlık hareketleriyle Türklük açısından değil milliyetçilik açısından değil İslamcılık veya ümmetçilik açısından ilgilenmişlerdir.
Bütün bu bilgiler neticesinde görür ve kavrarız ki bugün vatandaşı olduğumuz Türkiye Cumhuriyeti Türk topraklarında kurulan Cumhuriyetlerin belki en sonuncusu olmaktadır. Ne var ki yukarıdaki bilgiler bize gösterir ki Cumhuriyetimiz ilk defa bağımsız olarak kurulup varlığını bugüne kadar devam ettiren tek Türk Cumhuriyeti’dir.
Yukarıda sözünü ettiğim Cumhuriyetlerden ve Türk illerinin bazılarında kurulan geçici yönetimlerden çıkarılan derslerle kurulan bir Cumhuriyet olması sebebiyle bugün mevcut olan pek çok Türk Cumhuriyeti’nin ve İslam Cumhuriyeti’nin kuruluş sisteminde ve teşkilat sisteminde örnek aldığı, örnek almaya çalıştığı Cumhuriyet bizim Cumhuriyetimizdir. Kurucusu Mustafa Kemal’in tayin ettiği, görevlendirdiği Türk Gençliği, Türk Ordusu ve Türk Halkının koruyuculuğu sayesinde ebediyete kadar yaşayacak, varlığını sürdürecek tek Türk Cumhuriyeti bizim Cumhuriyetimiz olacaktır.
Tabii bunun gerçekleşmesi için dış mihrakların kapitalist devletlerin komünist ve sosyalist devletlerin bizi yıkmak için girişecekleri çabaları göğüslememiz bu çabaları etkisiz kılmamız lazımdır. Tabi bunun yanında ülkemizde hakimiyeti ele geçirmek isteyen yahut ülkemizde yeni rejimler kurmak isteyen yahut ülkemizi parçalamak isteyen ümmetçilerin dinsel devlet peşinde koşanların saltanatçıların, hilafetçilerin karşı milliyet peşinde koşanların federatif sistem isteyenlerin çalışmalarını da çabalarını da başarılı olmalarını da milletçe göğüsleyip engellememiz şarttır. Cumhuriyet rejimimizin ve devletimizin bekası buna bağlıdır.
Türkiye Cumhuriyeti’nden önce kurulan Türk cumhuriyetleri konusunda Kars bölgesinde kurulan Kars milli şuralar hükümetinden de bahsetmek yerinde olacaktır. Ancak bu cumhuriyet geçici ve kısa sürmüş, kurtuluş harbi bir başka deyişle istiklal harbi çalışmaları gerçekleşmeye başladığında bu devlette ortadan kalkmıştır. Yine biz Türkleri ilgilendiren Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk kuruluş dönemlerinde hemen güney sınırımızda kurulan bir Türk Cumhuriyeti’nden daha bahsetmemiz yerinde olacak tır kanaatindeyim.
Bu cumhuriyette Mustafa Kemal’in ilgisini ve çalışmalarını üzerinde yoğunlaştırıp oluşmasını sağladığı ama ne yazık ki kendisinin göremediği Hatay cumhuriyeti olarak belirtebiliriz. Bu cumhuriyette kısa bir dönem yaşamış, daha sonra kendi isteğiyle meclisinin aldığı kararla Türkiye Cumhuriyeti’ne katılmıştır. Bu cumhuriyetin adı Hatay cumhuriyetidir. Kısa sürmüş, sonuçta Türkiye Cumhuriyeti’yle birleşerek varlığını onun bünyesinde devam ettirmek imkanı bulmuştur.
Şunu da belirtmek isterim ki Türkiye Cumhuriyeti şu anda varlığını ve her türlü etkiden uzak bağımsızlığını sürdüren tek Türk cumhuriyetidir. Bunun dışındaki kardeş Türk cumhuriyetleri hakkında tam manasıyla bağımsızdır demek kanaatimce zordur.