Geçtiğimiz günlerde izlediğim bir videoda, erkeklerin sakalları dikkatimi çekti. 2010-2023 arasında her ne olduysa, erkeklerin sakal bırakmaya başladığını fark ettim. Peki neydi bu SAKAL MESELESİ? Önce yakın çevreme sormaya başladım. Sonra gruplarda da sorayım dedim.... AB grubu diyebileceğim değişik yaş gruplarında 135 kişi sorularıma cevap verdi. Erkekler neden sakal bırakır? Sizin tercihiniz nedir? Partnerinizde tercihiniz nedir? Gibi sorular yönlendirdim. Ve bu küçük araştırmamın sonucunu da sizlerle paylaşmak istiyorum. Dilerseniz önce biraz sakalın tarihçesine bakalım, hangi dönemlerde sakal yaygın, hangi dönemlerde değilmiş... Avcı toplayıcı döneminden beri, insanlar vücuttaki kıllarıyla mücadele etmiş. O dönemlerden beri sakal- bıyık bazen moda bazen de demode olmuş. Kimi zaman dinsel bir gereklilik, kimi zaman güç göstergesi, çoğunlukla da erkekliğe adım atmanın bir işareti olarak kabul edilmiş. Mağara dönemi resimlerine bakıldığında kılsız, sakalsız erkekler çıkar karşımıza, o dönemde istiridye kabukları veya çakmaktaşlarının cımbız gibi kullanıldığı düşünülüyor.
MISIR’DA SAKAL
Eski Mısır’da sakal güç timsaliydi. Erkeklerin saçları ve sakalları uzundu. Ancak bir süre sonra erkekler, yabanıl olmadıklarını ve medeni olduklarını göstermek üzere sakallarını, saçlarını tıraş etmeye başladılar. Saçlar, hayvani içgüdünün temsilcisiydi ve üstelik de bit gibi bir sorunları vardı. Bu nedenle de saç-sakal ve vücuttaki tüm kılların alınması gerekiyordu. Doğal olarak uygun tıraş aletlerini de keşfettiler, bu aletler, altın ve elmaslardan yapılıyordu. Sakal hijyen nedeniyle kesilmeye başlandı. Saçlar ise kafaları parlayacak kadar tıraş ediliyordu. Bu da statüyü gösteriyordu. Berberler o kadar önemliydi ki firavun öldüğünde, berberi ve tıraş bıçağı ile gömülüyordu. Saçsızlığa razı olan firavunlar, sakaldan vaz geçemediler. Takma sakal (Osird) taktılar, hatta bazı otorite sahibi kadınlar da (Hatşepsut gibi) takma sakal taktı. Sakal hem güç hem otorite hem de statüyü temsil ediyordu. Sakal ne kadar uzunsa firavun da o kadar güçlüydü.
MEZOPOTAMYA’DA SAKAL
Mezopotamya uygarlıklarına baktığımızda, saç ve sakalın ne kadar önemli olduğunu görüyoruz. Uzun saçları ve gür ve uzun sakalları var. Ama Mısırlılarınki gibi takma değil. Hatta sakalın ucu ne kadar yukarıya dönükse statü o kadar yüksek.. Sakalları kına ile boyanıyor ve bakımına önem verip, yağlarla şekil veriyorlardı. Böylece bir taşla iki kuş ... Hem düşmanlarına karşı görkemli görünüyor hem de kadınların ilgisini çekmeyi başarıyorlardı. Sümerler, Akadlar, Babilliler ve Asurlular gibi toplumlarda sakal, sosyal statü, güç ve otorite sembolüdür. Pers kralları, özellikle iyi şekillendirilmiş ve özenle bakılmış sakallara sahipti.
ANTİK YUNAN’DA SAKAL
Antik Yunan’da da sakal bilgeliği temsil eden bir güç göstergesiydi ve çok önemliydi. Sakalın kesilmesi ise en büyük cezalardandı. Antik Yunan’da sakalları çıkana kadar delikanlılar saçlarını tıraş etmezlerdi. Filozoflar ve sanatçılar ise sakalı bir erdem ve bilgelik simgesi olarak kullanmışlardır. Örneğin Sokrates ve Platon gibi önemli figürler sakallı olarak tasvir edilmiştir. Zeus ve Herkül’ün sakallı olması da örnek teşkil etmiştir. Antik Yunan’da sadece yas zamanlarında kişiler, sakallarını tıraş ederlerdi.
ANTİK ROMA’DA SAKAL
Yunanlılar ne kadar sakal seviyorsa, Romalılar da o denli nefret ediyordu sakaldan.. Hiç medeni bir görüntü sergilemiyordu. Hatta Romalı komutanlardan biri olan Ammianus Marcellinus, ‘”Sakalınızın beyninizi yarattığını mı sanıyorsunuz? Tavsiyeme uyun ve hemen tıraş olun; çünkü o sakal, beyinlerin değil, bitlerin yaratıcısıdır.” diyordu. Genç Romalılar ilk tıraşlarını kutlama ile yaparlardı. Hatta sakalları gür çıksın diye zeytinyağı sürülürdü. Tıraşta kesilen sakal ise özel bir kutuya konup Tanrı’ya sunulurdu. Romalılar, Antik Yunanlıların aksine yastayken sakallarını uzatırdı. Büyük İskender de sakallarını tıraş eder ve askerlerine de bunu önerirdi. Ve yine Sezar da tıraşlıydı. Hadrianus ise yüzündeki kusurları kapatmak için sakal bıraktı ve sakalı özendirdi. Ama gençler hiç bir zaman sakala rağbet etmedi. Tam tersi yaşlı ve derbeder gösteriyor diye düşündü. Kısacası zaman içinde sakalda da moda anlayışı değişiklik göstermiş ancak genelde sakal pek tercih edilmemiştir. Bugün bile papanın tıraşlı olduğunu görüyoruz.. Roma’da ki kutlamalar gibi Hindistan ve Afrika’da da erkekliğe adım atma törenleri vardır. Şimdi de böyledir ya hani, delikanlılar bir an önce sakalım çıksın diye sakalsız ciltlerine jilet sürerler. Sakal göz önündeki erkeklerin tercihlerine göre kimi zaman öne çıkmış, kimi zaman da göz ardı edilmiştir. Tıpkı günümüzde olduğu gibi...
2000'li Yıllardan sonra sakal neden bu kadar revaçta oldu? 2010 yılından itibaren sakallı erkeklerin sayısında gözle görülür bir artış dikkatimi çekti ve çiçeği burnunda bir sosyolog olarak konuyu incelemeye karar verdim. “Günümüzde erkekler neden sakal bırakıyor?” ve “Kadınlar bu durumu nasıl değerlendiriyor?” diyerek yola çıkıp, küçük bir anket düzenledim. Sakalın tarihçesine kısaca baktıktan sonra, şimdi de anketimizin sonuçlarına bir göz atalım. 92'si kadın, 43'ü erkek, Baby boomer, X-Y ve Z kuşağından tam 135 kişinin cevaplarını beraber inceleyelim. Araştırmamıza katılanların yaklaşık %55'i, erkeklerin daha güçlü/ etkili görünmek için sakal bıraktığını düşünüyor. Sakalın tarihteki yeri ve öneminin yeniden değerlendirilmesi, tarihi karakterlerin popüler olması da sakal tercihini artırdı. Elbette ki moda ve medyanın gücü de yadsınamaz. Medyada yer alan ve genç kızların beğendiği moda ikonları/ fenomenler diğer gençlere de örnek oluyor. Sakal, birçok erkek için bir stil ve kişisel ifade biçimidir. Kimi dini inançlarını, kimi siyasal görüşünü paylaşmak ister, kimi de statü ve olgunluk göstergesi olarak bırakır sakalı. Bazıları da kendini özgüvenli hissetmek için sakal bırakır. Tüm bu faktörlerin yanı sıra sakal bakımı için gerekli olan malzemelerin (yağlar, şampuanlar vb.) çeşitliliğinde görülen artış da sakal bırakmaya olan ilgiyi artırmıştır. Bunların yanı sıra yaşanan ekonomik kriz zamanlarında sakal modası gündeme gelmiştir. 1920 ve 2008 de yaşanan küresel krizler gibi... Bizim dikkatimizi çeken bu konu Royal Society Journal dergisinin de dikkatini çekmiş ve bir çalışma gerçekleştirmişler. 1453 kişi üzerinde yapılan çalışmada, Darwin’in söylemleri doğrulanmıştır. Darvin der ki; “Sayıca daha az olan, daha çok ilgi çeker." Yani kısaca sakalın son yıllarda bu kadar yaygınlaşması sonucunda sakallı erkeklere olan ilginin azalmaya başlayacağını varsayabiliriz. Devam edecek…