NUR YAMAN: Merhaba Aysun hanımcığım, hoş geldiniz, nasılsınız iyi misiniz?
AYSUN UZ ÇETİNKAYA: Teşekkür ederim. Merhaba iyiyim.
NY: Öncelikle bizi burada misafir ettiğiniz için çok mutlu olduk, teşekkür ederiz. Aysun hanımcığım görüyorum ki çok güzel kitaplarınız var. Özellikle “Burada sen varsın" ve çocuk kitaplarınız çekti ilgimi. Bugünkü röportajımızda izniniz olursa “Burada sen varsın" hakkında bilgi almak istiyorum. Ancak önce sizi tanımak isterim. Kimdir Aysun Uz Çetinkaya?
AUÇ: Teşekkür ediyorum. Aysun Uz Çetinkaya kimdir? Bir şiirle anlatsam nasıl olur?
NY: Elbette, çok memnun oluruz.
AUÇ: Aysun Çetinkaya adım. Evlenmeden önce Uz'du soyadım, Ben de herkes gibi alelade bir insanım. Anne babamın evladıyım. Abilerimin kardeşi, kardeşlerimin ablası, yeğenlerimin teyzesi, halası, yengesi, Eşimin eşi, oğlumun- gelinimin annesi, torunumun babaannesi, kimilerinin arkadaşı, dostu, sırdaşı, öğretmeni... Ama olmayayım kimselerin düşmanı. Öğrenmeyi öğrenmektir felsefem. Öyle çok ki öğrenecek şeyler, telaşım bundan dersem siz anlayın halimi işte. Tahsilim ilk- orta -lise, halkla ilişkiler, dersler, kurslar, seminerler ama anladım ki, olmazsa olmazımız insani ilişkiler. Ben de herkes gibi güldüm, ağladım, kızdım, bağırdım, çağırdım, duygulandım ama insan olduğumu hiç unutmadım. İnsan demek paylaşmak demek iyi günde, kötü günde varsa bir dilim ekmeği yarısını verebilmek yoksa hiçbir şeyin yine de hayata gülümseyip selam verebilmek. Kimseye çarpmasın diye yerdeki bir taşı alıp kenara koyabilmek, akıllı sabır gösterebilmek, emek ve değer verebilmek. Tek dileğim göçüp gittiğimde iyi ki varmış, iyi ki yazmış, paylaşmış diye hissettirebilmek selam olsun Dünyaya... Dostça, insanca Aysunca...
NY: Çok teşekkür ediyoruz. Yüreğinize sağlık. Çok güzel, daha ne denebilir ki? Tam bir Aysun'un hayatının özeti. Peki Aysun'cuğum “Burada sen varsın" da neler var? Biz mi varız gerçekten?
AUÇ: Burada biz varız. Bizim yıllardır öğrencilerimizle yaptığımız ve sadece bu kitapta olan bir formül var aslında. Kitapta kendimizi tanıyoruz, adımızı yukarıdan aşağı yazıyoruz. Burada Aysunca yazdım, hatta şiirle başlıyor. ve bu ebced hesabı değil, bir isim analizi hiç değil. Bu farklı bir şey. Burada Aysun'ca var belki Nur'ca belki Ayşe'ce belki Fatma'ca, yani iNSANCA ve TOPLUMCA...
NY: Maniler, bulmacalar sözler de var sanki. Peki başka nelerle karşılayacak okuyucularınız?
AUÇ: "Evet, var var, özellikle sade bir dil kullanmaya çalıştım burada. Yani insanlar içine girdiğinde bu kitabın, hangi sayfada olduklarını kendileri bulacaklar. Beni heyecanlandıran, hayatıma ışık tutan, öğrendiğimde evet evet, “ben bunları hayatıma koymalıyım" dediğim bir çok bilgi de var. Bu bilgileri Aysunca harmanladım. Kitabımızda bölümler var, mesela AYSUN'dan yola çıkarsak Aysun'un A-Y-S- U-N harfleri, (burada akrostiş olmasına gerek yok) içindeki harften hemen ilk akıllarına gelen kelimeyi yazacaklar. Ben orada bölümler oluşturdum, Aysunca-Yaşam-Sevgi-Mutluluk-İnsanca-toplumca- farkındalık bölümleri çıktı. Burada bulmacalar, özlü sözler var...
NY: Kadimden gelen bilgiler de var.
AUÇ: Bu formülde bizi sabote eden ya da motive eden unsurları göreceğiz. Kitabın kapağını okur musunuz, ne yazıyor Nur hanım?
NY: Kişiliksel gelişim kitabı.
AUÇ: Evet orada kişisel gelişim değil, kişiliksel gelişim yazıyor. Ben bir çok kişisel gelişim kitapları okudum diyen arkadaşlarımız olabilir. Aslında burada kendi kişiliğimizi yansıtan ve kendimizi sorularla, ismimizce bulduran bir unsur var. İsmimiz bizim inisiyatifimizle mi koyulmuş?
NY: Hayır, isteğimiz dışında koyulmuş.
AUÇ: İsmimiz bize verilmiş bir done ama istersek değiştirebiliyoruz da. Peki, biz ona nasıl anlam katıyoruz? İşin aslı şu ki, bana verilen isimle, ben kendimi sabote mi ediyorum, motive mi ediyorum? Bana orada hazır balık verilmiyor, balık tutmayı öğreniyoruz ve güçleniyoruz. Bu kitabı okuduğumuzda. Yani kişiliğimizi buluyoruz. Aslında bazı yaşadıklarımız hırpalarken, acıların doğru bakış açısıyla bizi güçlendirdiğini de fark ediyoruz.
NY: Değil mi? Öldürmeyen acı güçlendirir.
AUÇ: Farkındalık bölümünde de onları uzun uzun yazdım.
NY: Çok güzel. Şimdi kapağa bakıyorum, kapakta bir anahtar deliği var sanki? Bu anahtar deliğinden kendi hayatımıza mı bakıyoruz?
AUÇ: Aslında bu bir anahtar deliği ve bizde de anahtarı var. Yıllar önce bir hocam demişti ki; "İstediğiniz kadar okul bitirin istediğiniz kadar bilgi edinin. Bunlar size yontulmamış bir anahtardır. Onu yontacak olan ve o deliğe geçirip kapıyı açacak olan sizsiniz." Burada biz varız, yani
BURADA SEN VARSIN
NY: Aslında bir yandan da kendimize doğru, içsel bir yolculuğun başlangıcı.
AUÇ: Doğru anahtarı bulup, kapıyı açtığımızda onu güzel bir şekilde bu ismimizdeki harflere göre yontup, kendimizi sabote ettiğimiz yanları törpüleyip, motive edebilecek yanları bulup, içimizdeki yetenekleri keşfedip, yaşadıklarımızdan ders çıkartarak çözüm bulduğumuzda bakacağız ki o kapılar bir bir açılıyor.
NY: Bize kıymetli zamanınızdan ayırdığınız için, çok teşekkür ediyoruz, Aysun Hocam. iyi ki varsınız.
AUÇ: Ben teşekkür ederim. DOSTÇA, iNSANCA, BiZCE... Güzel farkındalıklara imza atalım...