Bilmem ki ne zamandır yolunu gözlüyorum senin, gönlüme buyurmanı ruhumda bir ömür yaşayarak seslenişini... Yüreğime serptiğin duyguların yolunu ne çok gözlemişim. Özlemler birikmiş kalbimde sevgiyi hissetmenin yolu oysa senin diyârından geçermiş. Arkadaşım sevmeyi şöyle ifade ederdi “Bir insanın gözlerine bakınca hissederek anlar sevgiyi her insan.” Demişti. Her zaman merak etmiştim Sevgi ve aşk duygusunu nasıl olduğunu. Bir insan sevgiyi tatmayı yaşayarak anlarmış meğer. Ben bir dala tutunmayı, bir ağaç kovuğunda nefes almayı, ömrümün her köşesinde sesimi duymanı diledim. Oysa hüzün rüzgârında savrularak dağılan yüreğimin esiriydim. Gönlümün dağılan parçalarının esiri olmayı terk-i diyâr eyledim.
Ne kadar hoşsun gönül sabrında hoş lütfunda. Gönlümde filizlenen sevdânın kökleri sağlam, dalları upuzun bir çınar ağacı, ruhumun derinliklerinde hissettiğim duyguların peşinin yolunda, iz sürdüğüm an anladım ki ben senin sevdanın esiriyim. Senin sevdân sarmaşık güller gibi kalbimde açarak, hicran yüklü gönlümü yerle yeksan etti, ruhumun kasvetli dar duygularından beni arındırdı. Yüreğine seslenişim benim için kolay olmadı. Hatırlar mısın? Bilmem arkadaşlar ile muhabbet ederken bir şiir mısrası paylaşmıştım aniden...
Bir satırda bana yazsana gönül
Bir kelâm da senin kaleminden duyayım
Gönlüm pâre pâre yok mu buna bir çare
Gönül sana mehpâre aşkına divâne
Aşkını virân eyledim
Gönlüme divân eyledim
Yârim gelsin diye
Mevlâma duâ eyledim.
Seninle beraber tüm dostlarımın yüzünde şaşkınlık ibaresi oluşmuştu. Zannetmişlerdi ki, “Ben aşık oldum” Şaştım kaldım bu işe yüzümdeki tebessümü anlatmaya, kelimeler kifayetsiz kalır sanırım. Hâlbuki yüreğimde hissettiğim duyguların ben de farkında değildim. Ne kadar garip değil mi? Seher vakti esen rüzgârın nefesinde kayboldum. Belki de açan güneşin müptelâsıydım. Gönlümde yanan kandiller, açan goncagüllerin deryası senin kalbinin taa kendisi. Bunu geçte olsa anladım. Yüreğimden arş-ınlanarak sana akıyor sevda ırmağı. Gönlümün her beldesinde gül kokulu baharlar mevcut. Muhabbetine dem vurduğum heran kalbimden süzülerek berrak nehir gibi akan sevgimle, sana sesleniyorum duyuyor musun? Sevda rüzgârı esen yüreğime bahşettiğin senin bende var olman.
Hz Mevlâna’nın dile getirdiği gibi; Arza hacet yok halim sana ayandır. Dile gerek yok, sessizliğim sana beyandır. Söze lüzum yok susuşum sana kelamdır. Kelama ihtiyaç yok, aşk sana figandır!
Esenlikle Kalın...