Türkiye’de olan sarsıntılar sadece Türkiye geneli Kahramanmaraş, Kilis, Diyarbakır, Adana, Osmaniye, Gaziantep, Şanlıurfa, Adıyaman ve Malatya'da birçok insan göçük altında kaldı. Göçük altından çıkarılan insanların birçoğu şehitlik mertebesinde yer aldı. Birçoğu ise sağ olarak ve yaralı çıkarıldı. Yüreğimiz dağlanırken, hüzün yaprakları birer birer dökülürken, gönlümüzün her yanına bir yandan da Türkiye de el birliği ile tüm insanlar yardım eli uzatarak seferber oldu. Karınca kararınca insanlar her beldede ellerinden ne geliyorsa yapmış ve hâlâ yapıyor durumda. Olan arşçı depremler sebebiyle insanlar deprem olmasa bile oluyormuş gibi hissetmiş durumda. İnsanların psikolojisini etkileyen nitelikler doğrultusundaki vaziyetimiz hiç iç açıcı görünmemektedir.
Burada yapmamız gereken insanlara yardım edip bakmak elimizden gelen ne varsa onu yapmaktır. Alıp kabul etmek sorgulamamaktır. Çünkü Rabbim bizleri imtihan ediyor kulu değil! Buraya çok dikkat edelim, farkındaysanız birçok insan toplumda bu durumu müteahhitlere buluyor. Haklı oldukları tarafları elbette mevcut fakat bu durum sorgulama zamanı değildir. Kendimize sormamız gereken soru biz insanların yarasına merhem olmayı mı tercih edeceğiz veya yaralarına tuz basmayı mı?
Birçok yerde genel olarak binalar hasarlı yerle yeksan olmuş, şehirler yıkılmış. Gönlümüze konan keder ve acılar elbet bir gün gidecektir ancak yaşananlar asla unutulmayacak. İnsanlar adeta tetikte bekler gibi yüreği ağzında korkarak, birçok insan arabada yatıyor veya soğukta bekliyor. Buradan tüm herkese sesleniyorum, evleri yıkılan insanların yürekleri yanıyor. Bir nebze de olsa insanların acısını paylaşarak sarılarak hareket edersek daha iyi olmaz mı? Elbette Ben kimse böyle yapmıyor demiyorum lakin şöyle bir şey var ki çok önemli; insanların yarasını kanatmayalım aksine onlara kol kanat gerelim hepimiz birlik içerisinde bir ses nefes olalım. Elimizden ne gelirse hep beraber onu yapalım. Birçok kez rastladığım bir durum mevcut, sosyal medyada yalan haber çıkartarak hareket eden tüm herkes ne elde edebiliyorsunuz?
Bütün hepimiz adeta yüreğimiz ağzımızda psikolojimiz bozuk bir durumda ve hiçbir şey olmadığı halde olmuş gibi hissediyoruz. Bunu yaşamayan asla kimse bilemez tecrübeyle sabittir. Kulluk bilincinde olan her insan, Rabb’ime duâlar ediyor ve ibret alıyor. Kendi hayatında olan yaşam tarzından şikayet eden birçok kişi şimdi ise şükür etmenin ne kadar önemli olduğunu anlıyor. Önem vermediğimiz kıyafetler, kıymetini bilmediğimiz masamız, yatağımız ve dahası... Meğer ne çok önemliymiş değil mi? Cenâb-ı Hak insanlara sayılamayacak kadar nimetler bahşetmiştir. Bunların şükrünü edâ etmek de bizlere düşer. Bizlere yüce Rabbimiz; “Şükredicilerden ol.” (ez-Zümer, 66) emrini vermiştir. Ondan dolayı şükür edâsında olalım.
Şiir yazar sunucu Ayla Aldemir’in de dile getirdiği gibi;
Burası dünya ne çok kıymetlendirdik. Oysa bir tarlaydı ekip, biçip gidecektik. Sular hep aktı geçti, kurudu vakti geçti..
Nice han, nice sûltan tahtı bıraktı geçti.
Dünya bir penceredir, her gelen baktı geçti...
Esenlikle Kalın...