Oy Kaybında Vekillerin Rölü...
Hepimiz biliyoruz ki, vekiller bir partinin en önemli organıdır. Partinin yüzünü de güldürür, yüzünü de soldurur.
Her zaman asil millettir, vekil hizmetkardır. Yani milletin hizmetkarıdır. Reis ne dedi, efendi olmaya değil hizmet etmeye geldik. Vekiller de asil olan millete hizmet eder. Birbirleri arasında güç gösterisine girmez. Girmemeli, girmemesi lazım. Bir ilden kaç vekil seçildi ise kol kola girip o ilin valisi, belediye başkanı, sivil toplum örgütleri, kanaat önderleri, dava erleri, teşkilatları ile kol kola girip o ilin tüm sorunlarını, güçlerini birleştirerek çözmeye çalışmalı.
Her hafta sonunu kendi seçim bölgelerinde geçirmeli, seçim bölgelerine geldiklerinde de hep aynı insanların yanında değil, garip guraba kim varsa herkesi ziyaret etmeli, gönüllerini ve taleplerini alıp, ya anında, yada Ankara da çözmeli, sorun çözülemiyorsa, muhatabına dönüp, çözülemiyen sorununu uygun bir uslup ile izah etmeli.
Ama nerdee..kardeşim, çoğu ilin vekili seçilinceye kadar seçmene bir sürü gönül alıcı sözler söyler, sonra, seçildikten sonra, ulaş ulaşabilirsen.
Arada bir uğradıkları seçim bölgesinde ise birkaç kişinin tesirinde kalıp, toplumun yekününü göz ardı ediyor.
Toplum, seçmen, sivil toplum örgütleri, taleplerini bırak söylemeyi, seçilen vekile çoğu zaman ulaşamıyor. Vekillerin birkaç uğrayıp vekaletini verdikleri sahıslar ise, seçmeni terslemenin, maharet yerine mazeret üretmenin dışında bir iş yapmıyor. İş yapmadıkları gibi seçmeni kırıp geçiriyor. Seçmeni dinleme nezaketinde bile bulunmuyorlar.
Vekilin vekalet verdiği ne demek? Bende bu terimi, bu yazıyı yazariken buldum. Şöyle efendim, vekil işi çok olduğu için, ya ilçe başkanına, ya bir akrabasına, ya danışmanına sen şu ufak işler ile ilgilen, ben büyük işlerle ilgileneyim diyor, o vekilin vekaletini yapan şahıs, hem vekili hem seçmeni idare etmeye başlıyor. Halk vekile ve vekalet sahibine bir türlü ulaşamıyor, ulaşsa bile istek ve talepleri karşılık bulmuyor. Bu ara o vekalet sahibi ile o il ve ilçede bir sürü dümen dönüyor, bunu vekil bazen duymuyor,bilmiyor, duysa ve bilse bile ses çıkarmıyor, ama seçmen ve ayaklı gazeteler bunu hem duyuyor, hemde duyuruyor.
Yani vekilin vekalet verdiği kişiler böyle birileri işte. Bunların dava derdi yoktur, bunların derdi ya şöhret, yada başka bir şeylerdir. Bu da o il ve ilçelerde bilinir, duyulur.
Biz konumuza dönelim ve vekillerden yazımıza devam edelim. Vekiller;
Bölgeye yatırım getirme yerine, selfilerle durumu idare ediyorlar. Teşkilatların taleplerini bırak karşılamayı, teşkilatları da yönetmeye kalkıyorlar. Sivil toplum örgütlerini ise sadece, seçim den seçime hatırlıyorlar.
Talepleri alma yerine, talep gelmesin diye, çoğu seçmeni azarlayıcı tavır ve hareketlere giriyorlar.
Luzumsuz bölgesel kaprislere giriyorlar. Balıkesir in durumunu izah etmeye gerek yok zaten. Dört tane vekilimiz var. Dördüde kıymetli, tanıdığımız isimler.Gayretleri var. Ama halka ve seçmene yakınlıkları konusunu, halk zaten değerlendirdi. Ben burada Balıkesir i değil tüm iller ile ilgili değerlendirmemi yapıyorum.
Ama kısacada Balıkesir'e değinelim;
Allah aşkına Balıkesir de evet diyen ilçelere ve köylere bakın. En çok oy veren ilçeler ve köyler Vekillerin çok hizmet etttiği yerler mi?
Alın size Dursunbey, Alın size Kepsut, Alın size İvrindi, Alın size Sındırgı... vekillerin en az uğradığı ve en az hizmet giden bölgeler.
Vekillerin en çok uğradıkları, yatırım yapmaya çalıştıkları ilçeler ve köyler hep hayır cı. E...sonuç, hem gitme, hem hizmet götürme, hem bu millet sana oy versin, bu işte bir gariplik yok mu?
Var elbet. O halde vekil millete yakın olandır, onunla gülen, onunla ağlayandır. Ankara ya varınca, seçim bölgesine gelince, milletin derdine derman olandır. Sadece etrafında pervane olanların işlerine değil, herkesin, herkesimin işine koşandır.
Bir de bu dönem de 15 Temmuz belası yaşandır. 15 Temmuz işgal hareketinin sonucunda bu millet günlerce REİS in emri ile meydanlarda sabahlara kadar nöbet tuttu. Bu nöbetlerde birkaç kez gözüküp vekillerin dizinin dibinden ayrılmayanlar ile, o nöbetlerde sırf Allah rızası ve reis sevgisi için bulunanlar aynı kefede olur mu?
Maalesef o meydanları dolduran halk, bu gün vekillerine ulaşamıyor, taleplerine karşılık bulamıyor. Daha da ötesi kendileri hatırlanılmıyor. Hala eski alışkanlıkları devam ediyor. Paralel yapının unsurları ile dirsek teması nı sürdüren vekil sayısı hiç az değil.
Biliyorsunuz bu paralel yapının unsurları güçü sever, güçlüden yana tavır almasını bilir. Dün paralelciler güçlü idi, böyle yalama tipler, paralelcilerin yanında idi, bugün parelel güçsüzleşti, iktidar güçü biraz etkinleşti, bu tipler yine güçlüden yana, yani bölge vekillerin sağında, solunda, hatta hiç bir ünvanları olmamasına rağmen reis karşılama törenlerinde, pratokoldeler.
Yani iktidar yine aynı kişiler, vekiller, yine bunlara yakın, bunu halk görmez mi, bunu halk yutar mı?
Yutmaz. O halde vekiller iki ellerini başlarının arasına koyup düşünmeli, daha seçim bölgelerine gitmeden, o bölgenin o ayki düğün, dernek, panayır, şenlik, etkinlik haritasını önlerine çıkarıp proğramlarını yapmalı. Garip gurabayı da unutmamalı, onların çaylarını içip hatırlarını sormalı, sorunlarını çözmeye çalışmalı.
Teşkilatlarının taleplerini almalı, sivil toplumların taleplerini almalı, belediyelerin taleplerini almalı, onları çözmek için var gücü ile çalışmalı.
Halka uzak olan vekil olmaz. Olsa olsa birilerinin adamı olur. O durumu da seçmen anlar. Seçmen vekile dili ile her şeyi söylemez. Hal dili ile anlatmaya çalışır. Sandık ta ise hesabını sorar. Bu hesap sorma işi de işte böyle olur, yüzde altmış beklerken, yüzde ellibir buçuk ile seni sigaya çeker.,
Der ki oyum sana değil, REİS e kıyamıyorum. Oyum REİS e.
Sen gölge etme başka ihsan istemem senden der. Daha bir çok şey der de ben fazla bu konulara girmek istemiyorum.
Ama Vekiller kendilerine iltifat edene değil, DAVA adamı olan, REİS ini, DEVLETİNİ, VATANINI,MİLLETİNİ SEVEN, ÜLKE sevdalılarını bilmeli, bulmalı, bunlarla zaman zaman istişare etmeli.
Bakın böyle insanlar bu ülke için 15 TEMMUZ da şehit oldu. Meydanları doldurdu. Günlerce göz yaşı döktür, dua etti, meydanlarda nöbet tuttu.
Eğer bölgelerin vekilleri bu insanları bilmiyor ise, bunlara ulaşmıyor ise, bunların dertleri ile dertlenmiyorsa, sadece günün gün edip, birkaç resim,birkaç tatlı söz söyleyip, ANAP, DYP tarzı siyaset yapıyorlarsa işte her seçimde böyle ders alırlar.
REİS e, GELECEĞİMİZE, DÜNYA MÜSLÜMANLARIN VE DÜNYA MAZLUMLARININ SON ÜMİDİ OLAN ÜLKEMİZE YAZIK EDERLER.
BİR DAHA BU DÜNYA MAZLUMLARI DÜNYA BEŞTEN BÜYÜKTÜR DİYEN BİR REİS BULAMAZ. EL PENÇE DİVAN DURAN, MİLLETİMİZİN VE İSLAM ALEMİNİN GURURUNU İNCİTEN, EMİR KULLARI İLE DURUMU İDARE EDERLER.
Gerçi bu konulara girmek risklidir. Sevilmezsiniz. Ama bunlar da yazılmalı, kayda geçmeli.
Eğer doğruları söylenmez ve yazılmaz ise bunun vebali büyük olur.
Geleçek yazım da da belediyelere ve AK PARTİNİN atadığı bürokratlara değinmeye çalışacağım.Saygılarımla.
Bu ara 1 Mayıs ı unutmadım. 1 Mayıs da KÜTAHYA da 1 Mayıs mitinginde idim, bu konudaki fikirlerimi de bir sendikacı gözü ile önümüzdeki günlerde yazacağım.