Tufeyli, Arapça kökenli bir sözcüktür. Anlam olarak, kişiliksiz, löpçü, asalak demek. Bu anlamlı iltifata yani “TUFEYLİ” olma onuruna sahip olmak için bir kere yukarıdakiler ile sıkı fıkı olacaksın, ikincisi yalakalık mesleğini çok iyi bileceksin.
Efendim, bu TUFEYLİ mesleğinde “EMEK” denilen şey hiç yoktur. TUFEYLİLİK Osmanlı toplumumuzdan günümüze kadar gelmiştir. Sözümüz meclisten dışarı deyip, konuya biraz nükte katmak ve sorumuzun yanıtının daha iyi anlaşılması için fıkramızı okumakta yarar var…
TUFEYLİ
“Sultan Mahmut, bir gün dalkavuğu Sait Efendi’ye sormuş:
- En güzel meslek hangisidir?
- Vazifesiz memuriyet Padişahım.
Padişah meraklanmış:
- Dünyada böyle memuriyet var mı?
- Olmaz olur mu?
- Anlat bakalım.
(İnşallah bizim belediye başkanı da meraklanır.)
- Sadrazam imamının memuriyeti, Şeyhülislam Hazretlerinin berberinin memuriyeti, ben Sait kulunuzun memuriyeti. Bunların üçü de vazifesiz memuriyettir efendim.
- Neden?
- Allah taksiratını affetsin, Sadrazamın dairesinde namaz kılındığı görülmemiştir; imamı maaş alır. Allah şifa versin, Şeyhülislamın başı keldir, tıraş olmaz; berberi her ay eksiksiz maaşını alır.
Padişah gülmüş:
- Ya seninki?
Sait Efendi:
- Sait kulunuz hoşa gidecek bir nükte yaptı, efendimiz şimdi ihsan buyuracaklar. İşte böyle efendim. Böylece üçümüz de VAZİFESİZ MEMURİYETLE geçinip gideriz…
***
Öykümüz böyle. Şimdi belediyemizde vazifesiz memuriyet, yani TUFEYLİLİK var mı, yok mu?
Eğer böyle kişiler varsa, hiç üzülmesinler. Biz bu fıkralı örneği ve sorduğum soruyu şaka olsun diye sordum!