“Politik bir topluluğu yıkıma uğratıp sonra da onu öldüren şey gücün yitimi ve sonuç olarak çaresizliktir.
Güç, şiddet gibi değildir, gücün araçları depolanıp acil durumlarda kullanmak üzere saklanamaz. Güç, sadece eyleme dönüştüğünde gerçekleşir. Güç, eyleme dönüşmediğinde yok olur. Tarih bu türden, en büyük maddi varlığın bile tazmin edemeyeceği güç yetimi örnekleriyle doludur.
Güç, ancak söz ve eylemin ayrışmadığı durumda gerçekleşir.
Güç, sözün boş, eylemin vahşice olmadığı; sözün kötü niyet için değil hakikati ortaya çıkarmak için sarf edildiği; eylemin ihlal etmek ve yıkmak için değil yeni ilişkiler kurmak ve yaratmak için hareket ettiği zaman gerçekleşir.”
(Hannah Arendt)
Şimdi çocukları öldürüyorlar. Kahır, kendi sözcüğünü bırakıp kaçacak kadar büyük. Bazılarımızın bağıramaması bundan. Sessizler.
Bazıları ise sadece olması gerekenin bu olduğunu, düzen için bunun ödenmesi gereken bir bedel olduğunu düşünüyor.
Onlar da sessiz.
Bazıları zaten o çocukları bizatihi öldürenler, çocuk öldüren kimse iflah olmaz. Onlar ömürlerinin geri kalanında susacaklar ya da konuşabilmek için yalan söylemek zorunda kalacaklar.
Sokaklar şiddet eylemleri ile dolu. Bir taraftan çocuklarımız diğer taraftan kadınlarımız öldürülüyor. İstanbul sözleşmesini kaldıranlar, şimdi şiddeti nasıl önleriz diye toplantılar yapıyorlar. Ülke silah deposu oldu. Adalet kayırmacılık oyununda. Önce adaletin sağlıklı yürütülmediğini herkes bildiği halde, Adalette reformu bir türlü sağlayamıyorlar.
Ece Temelkuran bu konuda şöyle diyor:
“İktidar, gücü zayıfladığı için şiddeti devreye sokar. Çünkü şiddetin araçları, bir dolapta, saklanıp gerektiği zaman çıkarılıp kullanılabilir.”
Evet, ilk dokuz ayda 293 kadınımızın öldürülmesi, çocuk istismarlar ve ölümleri devam ederken, adalet konusunda sistem tıkanıklığını bir türlü düzeltemiyorlar.
Artık sözün bitmesi, eylemin başlama anı. Artık yeter diyenlerin ses yükseltmesi anı. Artık ses verenlerin günü. Ses verenler çoğalmaya başladı siyasi gücün hatalarına karşı. Umarım gücü elinde bulunan siyasi erk sahipleri şimdiye dek yaptıkları hatalardan dönerler...
Esen kalın.